13 Aralık 2014 Cumartesi

Fenerbahçe 4 Sivasspor 1


Fenerbahçe haftanın açılış maçında kötü giden Sivasspor'u rahat geçti. Özellikle ilk yarı boyunca ön alanda yapılan pres geçen yıl nisan ayında şampiyonluğu getiren oyundan örnekler sunuyordu. Bu ön alan presi ile birlikte özellikle Sivasspor'un oyun kurma başlangıçlarında Kadir'e sık sık faul yaptılar ya da yüzünü  kaleye dönmesine izin vermediler. Tüm bu istek ve arzu ilk yarıda maçın bittiğini gösteriyordu. Skor avantajını da cebine koyan Fenerbahçe Emenike haricinde maç boyunca istediklerini rahatlıkla yerine getirdi. Moussa Sow'un forvette daha üretken ve etkili olduğunu gördük. 


Sivasspor geçen yılı mumla arıyor. Ön alanda geçen yılki üretkenliği olmadığı gibi, defansı da felaket durumda. İlk 15 dakikada hata üstüne hata yaptılar, bu haliyle Carlos'un istifası fazla uzun sürmez gibi. Fenerbahçe bu maç özelindeki isteğini ne kadar sürdürür bilmiyoruz ancak bir şeylerin değiştiği kesin. Uzun vadede beklenti bu arzulu futbolun sürekli hale gelmesi, rakibe ya da haftalık olarak dalgalanma göstermemesi. Caner'in gole sebebiyet veren hatası dışında iyi bir takım vardı sahada. Seyirci ile olan kopukluk ise ısrarla devam ediyor. Bu maçın cuma günü oynanması bile bir bahane değil. Yönetim ile taraftar arasındaki kopukluk ve passolig saçmalığı bu tribünlerin boş olmasının asıl sebebi. Şampiyonluğu hedefleyen bir takımın uzun bir süre bu hedefe taraftarsız yürümesi mümkün değil. Maçın son dakikalarında Lig Tv ekranlarına gelen uyuyan taraftar, hem Türkiye Ligi'nin hem de bu haftaya kadar ki Fenerbahçe'nin  özeti değil mi? 

7 Aralık 2014 Pazar

10'suz Olmaz



Yazılacak çok şey var ancak benim kelimelerim onu anlatmaya yetmiyor. Ne yazsak, eksik kalan bir şey kalıcak, iyi ki geldi Fenerbahçe'ye, iyi ki izledik onu çubuklu forma ile.. Bu akşam futbolu bırakıyor, biz 10'nu bırakmıyoruz. Yolun açık olsun büyük kaptan!!!

25 Kasım 2014 Salı

Bursaspor 1 Fenerbahçe 1


Bursa deplasmanı her zaman zordur. Üstelik maçın hemen başında kalenizde golü gördüyseniz daha da zordur. Fenerbahçe maça başlarken önde baskıyı ve defans blogunu orta sahaya yaklaştırmayı planlamış ancak rakipten top kapılamadığında geriye nasıl dönülüceğini hesaplamamış. Volkan Şen gibi süratli birini bu kadar boş bıraktığınızda golü kalenizde görürsünüz. Bu erken gol Bursaspor'u geriye iterken Fenerbahçe'yi de hücuma yöneltti. Tam bu sırada her maç sarı kart görmezse ölücek hastalığına yakalanmış Caner Erkin ön plana çıktı. Hakeme itirazdan sarısını aldı, Volkan Şen ile oyalanmaya başladı, kendini tribünlerin önüne attı ve Beşiktaş maçında olduğu gibi bu maçta da İsmail Kartal çok doğru bir hamleyle kırmızı kart görme ihtimali %100 olan Caner Erkin'i kenara aldı. Sonrasında klasik bir Caner Erkin krizi yaşadık. Sürekli salladığı ellerini bu sefer kulübeye yöneltti ve söylene söylene kenara gitti. Bu dakikada Hasan Ali Kaldırım sol bek pozisyonuna geçti. Sezon başından beri sallantıda olan Gökhan Gönül'e, hücum performansı sınırlı olan Hasan Ali'de eklenince Fenerbahçe'nin o meşhur kanat akınlarını göremez olduk. 



Fenerbahçe Diego'nun sık sık faulle durdurulması, Emenike'nin markajdan kurtulmak için kanatlara kaçması nedeniyle hücum gücünü sahaya yansıtamadı. İkinci yarı Diego'nun sakatlanması ve Sow'un oyuna dahil olması ile biraz daha aktif olmaya başladı. Maç boyu devam eden Bursaspor etkinliği bu dakikadan Kuyt'ın ortasının gol olmasına kadar geçen sürede Fenerbahçe lehine döndü. Fenerbahçe pozisyon buldu ancak bunları bir türlü golle sonuçlandıramadı. Maç 1-1 olduktan sonra Bursaspor yeniden etkili olmaya başladı. Volkan Şen'in getirdiği toplarda golü bulamadılar. Fenerbahçe'de Sow ile girdiği pozisyonlardan yararlanamayınca maç 1-1 bitti. Bolca duraklama, biraz sinir strese rağmen son zamanların en tempolu maçlarından biri oldu. Stadın dolu oluşu ve takıma verdikleri desteği de göz önüne aldığımızda zevkli bir mücadeleydi. Fenerbahçe bu deplasman maçıyla birlikte Galatasaray, Trabzon, Beşiktaş, Bursaspor ve Akhisar gibi ligin zorlu deplasmanlarını geride bırakmış oldu. Bu deplasmanlarda 2 mağlubiyet, 2 beraberlik ve 1 galibiyet aldı. 


Fenerbahçe bundan sonra iyi oynadığı takdirde bir fikstür avantajına sahip, yol boyunca Caner Erkin ve Bruno Alves'i kontrol altında tutabilirse daha da avantajlı konuma gelebilir. Caner maç sonunda muhtemelen pişmanlık yaşasa da yönetim markajlı bir açıklama yaptı yayıncı kuruluşa. Takımdan, taraftardan, hocasından özür diledi, İsmail Kartal'da Caner'in iyi kalpli biri olduğunu ve onu affettiğini söyledi. Böylece Telegol ve Derin Futbol'un bir dosyası eksilmiş oldu. Tüm bu doğru kriz yönetimine rağmen Fenerbahçe'nin yapmasını gereken bir şey daha var. Caner Erkin'in acilen psikolojik destek alması ve öfke kontrolü konusunda yardım alması gerekiyor. Yoksa maçın 2. dakikasında top kimden çıktı tartışmasında dellenip sarı kart görme ihtimali devam eder ve her maç 1 değişiklik hakkımızı aman Caner kırmızı kart görmesin diyerek harcamış oluruz.

9 Kasım 2014 Pazar

Fenerbahçe 2 Rizespor 1


Baştan sonra iyi bir futbol, Diego'nun takıma katılması, Rize'nin kaleye şut çekmeden golü bulması, kaçan goller ve penaltı, hakemin gözünün önündeki penaltıyı vermemesi, Aziz Yıldırım'ın kombine saçmalıkları, dün tam anlamıyla bir Fenerbahçe maçı vardı. Liderlik devam etti, sakat ve cezalılar yerine oynayanlar iyi performans sergiledi ve en önemlisi Fenerbahçe'yi geçen yıl şampiyon yapan o istek ve coşku sahadaydı. Takımın ligin ilk haftalarına oranla daha istekli oynadığını ve hücum etkinliğini arttırdığını söyleyebiliriz. 

Emre'nin yokluğunda Diego sahadaydı ancak ilk 11 çıktığı maçların aksine bu sefer forvet arkasında konumlanmıştı. Atak başlangıçlarında verdiği paslar çok iyiydi,oyunun rakip sahaya yıkılması ve rakibin 10 kişi kalması ön alandaki etkinliğini daha da arttırdı. Takım arkadaşlarına alıştığında daha iyi olmaması için bir neden yok. İsmail Kartal'ı hem Diego hem Alper Potuk konusunda tebrik etmek lazım. Formayı adaletti dağıtacağının bir diğer göstergesi de Galatasaray galibiyetinin mimarı! Alves'i yedek başlatmasıydı. Burada hem oyuncuya hem takıma bir mesaj daha verdi. Kadlec ilk golde şansız bir şekilde kendi kalesine gol atmış olsada, bunu rakip kaleye attığı golle telafi etti. Fenerbahçe bir ritm yakaladı ve bunu ısrarla sürdürmesi ve oyunundaki eksiklikleri gidermesi lazım. 


Önümüzde milli maç arası var, bu aranın takımın ritmini bozmasına izin vermememiz gerekiyor. Sakatların iyileşmesi için bu ara iyi bir fırsat durumunda. Bu oyun isteğini Beşiktaş deplasmanında olduğu gibi 1-2 deplasmanda da sergilersek, takımın geçen yılki havayı yakalaması kolay olucak. Tüm bu güzelliklere rağmen Aziz Yıldırım kaynaklı olduğu söylenen Maraton kombinelerinin iptali hiç hoş olmadı. Sizin istediğiniz tezahüratı yapmalarını bu şekilde sağlamayı falan düşünüyorsanız fena halde yanılıyorsunuz. Bu iş son zamanlarda Fenerbahçe'de yapılan en saçma işlerden biri. Çok geç olmadan umarım bu yanlış ve haksız karardan vazgeçilir. Fenerbahçe'nin sadece taraftarına ihtiyacı var.

7 Kasım 2014 Cuma

Ziraat Türkiye Kupası


Saçma bir statü ile oynanmaya devam eden Ziraat Türkiye Kupası'nda gruplar belli oldu. Fenerbahçemiz E Grubu'na düştü.Belki Deigo Ribas'ı izleriz, takip edin. 

E GRUBU 
Fenerbahçe
Kayserispor
Altınordu
Bayburt Özel İdare

19 Ekim 2014 Pazar

Galatasaray 2 Fenerbahçe 1


Fenerbahçe daha önce Galatasaray'ı deplasmanda yendiği maçlarda dahi bu kadar iyi bir oyun başlangıcı yapmamıştı. Topa sahip olan, oyunu sürekli kanatlara açan ve pozisyon üreten bir Fenerbahçe vardı sahada. İlk yarı Emenike'nin beceriksizlikleri ile geçerken Galatasaray uzun bir süre oyunu kendi yarı sahasında kabullenmek zorunda kaldı. İlk yarı bütününde deplasmanda bu sezonun en iyi futbolu ortaya konuluyordu. İkinci yarı bu oyun sisteminde devam edildiğinde Emenike yerine yapılacak bir forvet değişikliği ile rahatlıkla gol bulunabilirdi. Emre'nin her zamanki gibi maçı tamamlayamaması, yabancı sınırı nedeniyle Selçuk Şahin'in oyuna girmesi bile Fenerbahçe'yi topa sahip olma konusunda çok geriletmedi. 


İkinci yarı başlarken Galatasaray'ın baskını arttıracağını düşünmek için kahin olmaya gerek yoktu. Nitekim santra ile birlikte gol pozisyonu yakalayan Galatasaray'ın golünü Volkan engelledi. Bu kısa baskı atlatılıp oyun yeniden dengelendiğinde Bruno Alves, orta sahanın sağ kanata yakın bölümünde rakibin tehlike yaratma ihtimalinin olmadığı bir pozisyonda rakibinin sırtına tabanla girdi. Doğru bir kırmızı kart ve Fenerbahçe 10 kişi kaldı. Maçın kırılma noktası Alves'in takıma ihanetiydi. Daha önce yine bir Galatasaray maçında atılıp yenilmemize sebep olduğu gibi bu maçta da aynı şekilde takım arkadaşlarını sattı. Taraftar desteğini de arkasına alan Galatasaray elbette yüklenmeye ve oyunu kontrol etmeye başladı. Maça doğru bir taktikle başlayan ve oyunu kontrol edicek planı uygulayan İsmail Kartal'da kırmızı kartla beraber etkisizleşti. Anlamsız değişiklikler yaparak Fenerbahçe'nin etkili olabileceği kontraatakları da engelledi. 10 kişi kalan Fenerbahçe buna rağmen takım savunması anlamında çok büyük bir zaafiyet göstermedi hatta bir duran topta Kadlec'in nasıl kaçırdığını hala anlayamadığımız kafa vuruşu ile öne dahi geçebilirdi. Bu iki takımın golsüzlüğü devam ederken sahneye sahadaki en akıllı ve en teknik adamın çıkması maçın kaderini kırmızı karttan belki de daha fazla değiştirdi. Sneijder çektiği 2 harika şutla maçı koparmasını bildi. Anlamsız bir şekilde sakat sakat oynuyorum havasından muzdarip Volkan Demirel'in zaten hamle yapamadığı bir kalede en güzel noktalara vuruş yaparak maçı almasını bildi. Aynı dakikalarda Fenerbahçe adına bunları yapıcak olan Diego Ribas, Sneider'in gollerini yedek kulubesinden izliyordu. 



Fenerbahçe'nin acilen takım içindeki disiplinsizliği bitiricek hamleler yapması gerekiyor. Takımını ortada bırakan bir adamı medya önünde dahi olsa, kazanma hırsının kurbanı oldu falan diyerek korumamalısınız. Alves'in sert futbol oynadığını biliyoruz ancak bu hareketleri sertlik değil aptallık; kazanma hırsı değil, ihanet. Emre'nin her maç ayağım çekiyor beni çıkarın, Volkan'ın belim ağrıyor yakarışlarından da bıkkınlık geldi. Sahi lige muhteşem giriş yapan Mert Günok neden yedek? Orta alanda Alper'in dün gece muhteşem oynayan Meireles ile daha sık yan yana oynaması da gerekiyor. Defanstaki vurdumduymazlık ise akıl alır gibi değil. Egemen'in dönüşünün uzun süreceğini düşünürsek burada yeniden işimiz Bekir'e düşüyor. Takım adil kurulsa Fenerbahçe kıpırdanıcak gibi ama buna dair bir işaret göremiyoruz. Diego'yu takıma monte edemedik, kadroyu adil kurmamakta ısrar ediyoruz. Bunları gören Alves'te orta sahada kırmızıyı görüp, çekip gidiyor. Nasıl olsa cezası bitince yeniden ilk 11'e dönüceğinin farkında. Disiplin olmayan yerde soytarı bol olur.

22 Eylül 2014 Pazartesi

Fenerbahçe 1 Gaziantepspor O/ Varsa Bir Kaosunuz Alırım


Fenerbahçe sezona güle oynaya girmek üzereyken daha önceden de alışık olduğumuz üzere fazla rahat edemeden Ersun Yanal'ı kovarak sezona merhaba dedi. İsmail Kartal'ın takımın başına getirilmesiyle geçen yıl şampiyon olan kadro yine aynı isimlerle sahada olmasına rağmen oyun anlamında yeni kurulan bir takım gibi uyum problemleri yaşamaya başladı. Diego takıma nasıl adapte olucak ile başlayan süreç, Trabzonspor deplasmanında Sow-Diego anlaşmazlığı ile şekillenip son olarak Gaziantepspor karşılaşmasında da Emenike-Emre gerginliği ile tavan yaptı. Sow'un ve Emenike'nin formsuzluklarına rağmen ilk 11 çıkmaya devam etmeleri, Webo'nun ilk 11 hakkının gasp edildiğini düşünenlerle birlikte, takımda Aziz Yıldırım'ın müdahaleleri ile şekillenen bir 11 söylentisi de mevcut. İsmail Kartal'ın henüz tam anlamıyla takım idaresini ele aldığını söylemek zor. Üstelik geçen yıl tıkır tıkır işleyen bir sistemden vazgeçmesini de anlamak güç. Daha garantici oynaması, topa sahip olmasına rağmen pozisyon ve skor üretmekte geçen yıla göre çok zorlanan bir Fenerbahçe var. Hem Trabzonspor deplasmanında hem Gaziantepspor maçında rakiplerin oyun felseleri gereği oyunu geride kabullenmeleri Fenerbahçe etkiliymiş havasını yaratıyor. Bu görüntüye rağmen Fenerbahçe hem Karabükspor hem de Gaziantepspor'a oyunun son dakikalarında gol atabildi. Daha iyi yardımlaşan ve iç saha avantajını kullanan Trabzonspor'a karşı ise bunu gerçekleştiremedi. 

Fenerbahçe geçen yıldan daha geride ve rakipleri binbir zorlukla boğuşurken ısrarla o da onlara uymaya çalışıyor. Puan açısından iyi durumda olabilir ancak oyun olarak çok üst noktada diyemeyiz. İlk 11'de yaşanıcak değişiklik ve oyun planında yapılacak 1-2 hamle ile Fenerbahçe yeniden geçen sezonu yakalayabilir. Asıl sorun her maç seyircinin gözüne de sokulmaya başlanan disiplinsizlik. Oyun içinde sıklıkla tartışma ya da kısa sürede oyuna küsme. Bunun üstesinden resmi siteden oyunculara yaptırdığını zoraki açıklamalarla gelemezsiniz. Bu sorunları kısa sürede çözmeli ve oyuna odaklanmalısınız. Oyuncuların saha içerisinde dizilimden ya da oyun planın da dolayı sıkıntıları varsa bunu çözücek olan da İsmail Kartal. Basın toplantılarında oyuncuları koruyan açıklamalar yapması normal. Takım maç bitiminde bu sorunları biraraya gelerek çözmeli. Her maç bir sürtüşme yaşanarak ilerlenemez. 

Son olarak değinmek istediğim isim Emenike. Felaket bir sezon başlangıcı yapmasına rağmen ısrarla ilk 11'de oyuna başlıyor. Maç içerisinde taktiksel disiplini çok düşük. Fenerbahçe'nin maaile yüklendiği bir ortamda topukla pas vermeye çalıştı. Emre gibi maç boyunca ibre 1500 gezen, senin yaptığın o top kaybını telafi etmek için geriye koşması gereken, üstelik takım kaptanı olan biriyle ağız dalaşına girdi. Tribünden gelen doğal birkaç homurdanmaya kızdı, topu takip etmeyi bıraktı, seyirci iyice sinirlenip yuhalamaya başlayınca en yapmaması gereken şeyi yapıp, bu sefer seyirci ile karşı karşıya geldi. Tüm bunlar Fenerbahçe hala gol atamamışken ve karşı kaleye yüklenmeye çalışırken oldu. Bu noktada Emenike zaten kendisi yerine ilk 11 başlaması gereken Webo ile yer değiştirdi ve soyunma odasının yolunu tuttu. Bugün de muhtemelen başkanın zorlamasıyla yanlış anlaşıldım, kazanma hırsımdan dolayı böyle oldu, özür dilerim şeklinde bir açıklama yaptı. Fazlasıyla zorlama ve gereksiz bir açıklamaydı, isteyen elbette bu açıklamaya inanabilir. Fenerbahçe'de ilk 3 hafta forma adil dağıtılmadı. Bu forma adaletinin en büyük testini ise bu hafta Akhisar karşısında vericez. İlk 3 maçında iyi bir performans sergileyen Mert Günok kaleyi Volkan Demirel'e devretmek zorunda kalıcak mı? Emenike ve Sow bu performansına rağmen ilk 11 çıkmaya devam edicek mi? İsmail Kartal tam anlamıyla takıma sahip olana kadar bu sorunları gözlemlemeye devam edicez. Umarım bu sorunlar kısa sürede çözülür ve rakiplerin kaotik ortamına ayak uydurulmadan yola devam edilir. Yol bomboşken kaza yapmak pek akıl karı değil.                   

1 Eylül 2014 Pazartesi

Fenerbahçe 3 Karabükspor 2

Lig başlamadan önce Ersun Yanal'ın ayrılışı ardından ise Süper Kupa maçıyla ilgili yazı yazmak hiç içimden gelmedi. Ligin ilk haftası itibariyle yeniden bir maç yazısı yazayım dedim. Fenerbahçe Avrupa Kupaları'nda 120 dakika ter dökmüş ve penaltılar sonucu elenmiş Karabükspor'a karşı kazanmayı bildi. Volkan'ın cezası ve Alves'in sakatlığı haricinde takım alışılagelmiş isimlerle sahadaydı. Uzun uğraşlar sonucu nihayet lisans çıkarabildiğimiz Diego yedek kulubesinde, Yobo ve Cristian ise bavulları toplamadan önce son kez Kadıköy'de idi. İsmail Kartal ilk kez resmi bir maçta kale arkaları cezalı olsa da Fenerbahçe seyircisinin önüne çıktı ve ikinci maçından da galibiyetle ayrıldı. Lige verilen milli maç arası öncesinde kredisini arttırmaya devam etti. 

Fenerbahçe Kuyt'ın harika pasında Emenike ile golü erken bulunca maçın rahat geçiceğini düşündük, futbolcular da bizim gibi düşünmüş olucaklar ki, top çevirmeye, rakibin üstüne gitmemeye başladılar. Geçtiğimiz hafta yılın en iyi defans oyuncularından biri seçilen!!! Bekir İrtegün'ün kontrolünde top ağlarımız ile buluşunca, yeniden saldırmaya karar verdik. Karabükspor'da hocalarının Tolunay Kafkas olduğunu hatırlayarak Fenerbahçeli oyuncuları tekmelemeye başladı. İkinci yarı ile yeniden yüklenmeye başlayan Fenerbahçe, Karabük defansının hatasını Sow ile değerlendirdi ve yeniden skor avantajını yakaladı. Hemen akabinde Alves'in yerine oynayan Kadlec, Mert'in çeldiği topu auta atmak isterken kafa ile ağlarımıza yollayınca skor yeniden eşitlendi. Webo Acil Eylem Planı geçen yıl olduğu gibi bu yıl da devreye sokuldu ve bu sefer Karabük kalecisinin hatasında Webo ile Fenerbahçe golü buldu. Üst düzey bir maçta bu kadar hata ile maç 3-2 Fenerbahçe lehine sona erdi. Fenerbahçe lige 3 puanla başladı ve hocasının kredisini biraz daha arttırdı. 

Fenerbahçe'nin acil çözmesi gereken bazı sorunlar var. Bunlardan ilki gol atmasına rağmen oyun planında aksamaya sebep olan, oyundan çıkarken Diego'ya omuz atıcak kadar kendini kaybetmiş Emenike. Takımın dinlenme günlerine bile karışan başkan Aziz Yıldırım'ın sanırım bu konuyla ilgilenmesi gerekiyor. Emenike'nin sadece kendini düşünen oyun anlayışı ise İsmail Kartal'ın çözmesi gereken bir sorun. İkinci sorunumuz lisansı çıkan, sakatlığı geçen ve sezonun tek transferi olan Diego'nun takıma monte edilişi. Bu konuyla ilgili takımın sistemi bozulmadan bu hamle yapılıcak açıklaması beni pek tatmin etmedi. Diego tam olarak nerede oynuyacak ve takıma girişi kimlerin mevkilerinde değişikliğe sebep olucak onu tam olarak kestiremiyoruz. Emre'nin iyi sezon başlangıcına rağmen sinir harbini ligin daha ilk maçında ortaya koyması ve Kadlec ile Mert'in maç eksikliklerinin skora etki edicek hatalara neden olması bir diğer düşünülmesi gereken sorunlar. Nihayetinde Fenerbahçe lige 3 puan ile başladı, galibiyetlere devam ederek ve çok çalışarak bu sorunlarını çözebilir. İlk üstünde durması gereken konu gol bulduktan sonraki isteksizliği. Önümüzdeki maç Trabzon deplasmanı,muhtemelen çevik kuvvet eşliğinde son bulur.

12 Mayıs 2014 Pazartesi

28 Nisan 2014 Pazartesi

Şampiyon Fenerbahçe


Beraberliğin dahi şampiyonluk demek olduğu bir maça çıktı Fenerbahçe. Geleneksel cezalarından bir diğerinde kadın ve çoçuk taraftarlarının önünde şampiyonluğa ulaşmak için 1 puan yetiyordu. Sivas'ta Beşiktaş telef olunca yenilgi dahi şampiyonluk demekti. Sezon başında hele de Konyaspor mağlubiyetinden sonra bunları biri bana söylese,''Saçma sapan konuşma la'' derdim muhtemelen. Konyaspor maçından sonraki yazıma baktığımda, o yazıda da karamsarlığımın aynı şekilde olduğunu gördüm. Son maçlarda şampiyonluk kaybetmiş bir takım için sezona acaba ile başlamak pek istenen birşey değil. Konyaspor maçından sonra birçok Fenerbahçe taraftarı da benim gibi düşünmüştür. Tüm bu umutsuz başlangıçta sadece Ersun Yanal biz şampiyon olucağız dedi. Dediği gibi de oldu, Fenerbahçe rakiplerine puan farkı atarak, lig bitmeden 19. şampiyonluğunu ilan etti. 

3 Temmuz'dan beri bu kulübün uğraşmadığı dert, uğramadığı haksızlık kalmadı. İçeriden dışarıdan türlü müdahalelere maruz kaldı. Taraftar birleşti her seferinde daha da güçlenerek geri geldi Fenerbahçe. Tüm ayrışmalarını bir kenara bırakıp onları bir araya getiren tek şeye, armaya sahip çıktılar. Burada ilerde daha uzun uzadıya oyuncu analizi yaparız. Birileri iyi birileri kötü, birileri beklentinin altından diğerleri üstünde kalmıştır bunlar tartışılır. Bu yıl tartışılmayacak iki şey var: ''Biri Fenerbahçe'nin şampiyonluğu, diğeri de Fenerbahçe düşmanlarının kaybetmiş olduğu.'' Tüm takım, teknik heyet, yönetim ve taraftar şampiyonluk etrafında birleşti ve maça çıkarken takımın taşıdığı pankart gibi ''Biz bir aileyiz'' sözünü hatırladı. Bu şampiyonluk Fenerbahçe tarihinin belki de, en önemli şampiyonluğu. Yıkarız sandıkları Fenerbahçe'nin, gram sarsılmadığının en büyük ispatı.



Şampiyonluk geldi, kutlamalar hem oyuncuların hem taraftarın hakkı. Maçın bitiminden itibaren başlayan saha içi kutlamaları ile oyuncular, saha dışında da hem Türkiye'de hem de dünyanın dört bir yanında neşeyle marşlar söyleyen Fenerbahçe taraftarı bunu sonuna kadar hak etti. Şampiyonluğumuzu doyasıya kutlamanın zamanıdır. Herkes bir kurtlarını döksün sonra gelir yeni sezonda neler yapmalıyız, onu konuşuruz. Şimdi şampiyonluk zamanı, şimdi zafer zamanı, şimdi herkesin sustuğu, Fenerbahçe'nin konuştuğu zaman. Bu güzel şampiyonluk tüm Fenerbahçe camiasına hayırlı olsun. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Nice şampiyonluklarda buluşmak üzere.

21 Nisan 2014 Pazartesi

Beşiktaş 1 Fenerbahçe 1

Derbinin Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynanması yetmezmiş gibi,öncesinde e-bilet krizi yaşandı. Fenerbahçe taraftarının zaten alınmadığı maça Beşiktaş taraftarıda tam anlamıyla gelemedi. Galatasaray'ın 1 gün önce yenildiğini düşündüğümüzde Şampiyonlar Ligi'ni kovalayan Beşiktaş'ın stadı tamamen doldurması olasıydı. Rüzgar, yağmur, Mahmutbey gişeleri derken maç beklenenden daha hızlı ve sert başladı. Galatasaray maçındaki mesaisine kaldığı yerden devam eden kaptan! Emre ve Beşiktaş'ın yeni transferi Jones maça çok iyi başladılar. Birbirlerine vurmaya hatta sakatlamaya varan hareketlerine FİFA kokartlı yetenek zengini hakemimiz HalisÖzkahya'da uyunca, 2 oyuncu da sarı kartla yola devam etti. Tüm bunlar arasında mübarek adam, Kuyt'ın verdiği ara pasın sonucunda muhteşem bir kurnazlıkla golü buldu ve Fenerbahçe öne geçti.  

Beşiktaş'ın Motta ile bulduğu gol umutlanmasını sağladı. İkinci yarının hemen başında Emenike'yi düşüren Motta'ya kart göstermeyen Halis Özkahya, bu pozisyondan kısa bir süre Motta'nın faulüne ikinci sarıdan kırmızı kart verdi ve Beşiktaş 10 kişi kaldı. Fenerbahçe oyunu daha fazla kontrol etmeye, defansını da daha ileriye taşımasına rağmen golü bir türlü bulamadı. Motta'nın yerine giren İsmail Köybaşı'da önce Moussa Sow ile kavga edip ilk sarısını ardından kaptırdığı topu almak için yaptığı hamleyle 2. sarısını görerek Beşiktaş'ı 9 kişi bıraktı. Bu dakikadan sonra sahada futbol adına konuşucaklarımız çok azdı. İki takımda skoru değiştirmeyi başaramadı ve Fenerbahçe şampiyonluğu Kadıköy'e bıraktı. Beşiktaş'ta 9 kişi kalmasına rağmen 1 puan alarak en azından Galatasaray'a az da olsa üstünlük kurmuş oldu. 


Fenerbahçe önümüzdeki hafta muhtemelen şampiyonluk turunu kendi sahasında atıcak. Başkanın yargı süreci yetmezmiş gibi abuk subuk nedenlerle sahamız da 1 maç kapatıldı. Rizespor maçı cezada değişiklik olmazsa kadın ve çoçuklar önünde oynanıcak. Ligi artık bitirip önümüze bakmak için 1 haftamız var. Beraberlik bile şampiyonluk demek. Seyircili ya da seyircisiz önemli olan şampiyonluk. Bu şampiyonluk belki de Fenerbahçe tarihinin en anlamlı şampiyonluğu olucak. Çok çalıştılar, çok çabaladılar, türlü engellere rağmen sonunda başardılar. Önümüzdeki hafta resmen şampiyonuz. Çok iyi de oldu çok güzel iyi oldu tamam mı?


13 Nisan 2014 Pazar

Fenerbahçe 4 Antalyaspor 1

Galatasaray maçının puan anlamında bir etkisi olmadı ama derbide görülen kartlar Antalyaspor maçının kadrosuna büyük oranda etki yaptı. Sağ bekte Mehmet Topuz, stoperde Kadlec, orta alanda Selçuk-Salih ve forvet hattında Webo yer aldı. Antalyaspor'un düşme hattına gerilemesi maçın öncesindeki bir diğer tehlike işaretiydi. Fenerbahçe müthiş bir taraftar desteği ile maça başladı ve kadro maç genelinde bir uyumsuzluk yaşamayınca 4-1'lik bir galibiyet elde edildi. Haftaya Beşiktaş'ı yendiğimizde şampiyonluk turunu resmen atabiliriz. 

Yılın en iyi oyuncusunun frikiği ile öne geçtik, olmayan faulden serbest atış verip, Salih'e sart gösteren Süleyman Abay'ın asisti ile golü yedik. Bir diğer duran topta Kadlec golünü attı ve tekrar oyun ve skor üstünlüğünü ele aldık. İkinci yarı maçın sertleşmesi ve kontrolsüz faullerin artmasıyla maç sertleşince maç bir türlü kopmadı. Kadlec'in kendini aşarak 2. golü atması ve en sonunda Sow'un artık kaçırmadığı karşı karşıya pozisyonu ile işi bitirdik. Süleyman Abay haricinde maçta kötü olan bir diğer yan ise çok sert oynayan Antalyasorlu oyunculardı. Özellikle Serkan Balcı kırmızı kart görmek için herşeyi yaptı ve zor da olsa bunda başarılı oldu. Genç oyuncu İbrahim Serdar Aydın'ın da ilk kez formayı giymesi maçın bir diğer önemli olayıydı. 



Yedeklerin, uzun süre forma şansı bulamayanların verdiği mücadele ve uyum maçın kazanılmasının anahtarıydı. Taraftarın enerjisi bir an olsun azalmadı ve maçtan önce Ersun Yanal'a gösterdikleri sevgi gösterisi de görülmeye değerdi. Bazen üzüldük bazen sevindik, kötü oynadığımız zamanlarda oldu ancak takım nihayetinde şampiyonluk için son düzlüğe girdi. Fenerbahçe en anlamlı şampiyonluğuna ulaşmak üzere. Allah başarılarımızı daim etsin. 

7 Nisan 2014 Pazartesi

Galatasaray 1 Fenerbahçe 0

Kötü bir Fenerbahçe izledik maç boyunca. En son Karabük deplasmanın da buna benzer bir performans vardı. Oyunu kontrol edemedik ve puan farkının getirdiği avantajla sakin olmamız gerekirken tam tersi bir ruh haline büründük. Tecrübelerine güvendiklerimiz hatta takım kaptanımız sahadaki kargaşanın ateşleyicisi oldu. Maç öncesi kime sorsanız atılır diyeceği iki isim de sahadan atıldı. Futboldan çok yine hakem kararlarını, oyuncuların itiş kakışlarını izlemek zorunda kaldık. Adı derbi olan ancak futbol açısından çok alt düzeyde bir karşılaşmaydı. Bu kadar kavga dövüş arasında ancak maç bitince herkesin aklına sahadaki kötü futbol gelebildi. Fenerbahçe 3 puanı kaybetmesine rağmen puan farkıyla liderliğine ve şampiyonluk yolculuğuna devam ediyor, Galatasaray ise Fenerbahçe galibiyeti ile sezonu taraftarları açısından bitirmiş oldu. Sezonun geri kalanında beklentileri elemesiz Şampiyonlar Ligi'ne katılmak.  

Fenerbahçe'ye Aykut Kocaman'ın en büyük mirası kendi sakin kişiliğini oyuna yansıtmak konusundaki beceriyi kazandırmasıydı. Geçen yıllarda derbilerde ve Avrupa maçlarında Fenerbahçe hep sakin kalan ve ısrarla pas yapan takım görüntüsünü hiç bozmadı ve bunun faydasını çok gördü. Dün akşam ise ısrarla rakibin oyununa uyum sağlayan, ortamın gerilmesine izin veren Fenerbahçe vardı sahada. Sneijder'in golü attıktan sonra yaptığı kışkırtıcı hareketleri Gökhan Gönül ve Volkan Demirel yuttu ve kart gördü. Melo'nun tahriklerine Emre Belözoğlu hemen kapaıldı ve ilk yarıda kırmızı kart gördü. Takımın en sakin adamı Mehmet Topal dahi Emre'nin atılmasından sonra ilk pozisyonda Melo'ya tekme atarak kart gördü. Emenike'nin tekmesi ve Caner'in her maç hakeme itirazdan sarı kart görmesini saymıyorum bile. Fenerbahçe rakibin oyun planına uyunca sonuçta rakibin planına göre oldu. Galatasaray aldığı galibiyetle taraftarına sezon sonuna kadar oyalanacağı bir hediye vermiş oldu. Emenike'nin maç boyunca etkisizliğini izleyen Ersun Yanal ile her pozisyonda rakibe kendisi vurmasına rağmen lehine faul alma yeteneğine hayran olduğum Semih Kaya ve en önemlisi maçın içine eden Bülent Yıldırım maçın kaybedenleriydi. 


Fenerbahçe önümüzdeki hafta küme düşme hattına kadar gerileyen Antalyaspor ile çok zor bir maç oynuyacak. Gökhan Gönül, Bekir İrtegün, Mehmet Topal, Emre Belözoğlu, Emenike kart cezaları nedeniyle sahada olmuyacak. Zor bir maç bizleri bekliyor, kenardakilerin ne kadar hazır olduğunu görme fırsatımız olucak, iç sahada oynamamız büyük bir avantaj. Biraz daha sakin ve kontrollü olduğumuzda işler bizim için daha kolay olucak. Takım kaptanınızın ilk yarıda atılmadığı maçlarda olduğu gibi.