28 Mayıs 2009 Perşembe

Barcelona 2 Manchester 0




Maça Manchester çok hızlı başladı ve özellikle orta sahada ilk 10 dakikada Barcelona'ya pas olanağı tanımadılar. Finallerin unutulmayan yanlarının başlangıçları hep basit anlarda saklıdır ve ilk atağını gerçekleştiren Barcelona ilk şutunda pis burunu sonuna kadar kullanan Etoo ile öne geçti ve maç o dakikadan sonra birdaha asla Manchester'a bırakılmamak üzere Barcelona'ya geçti. İniesta ve Xavi ile başlayan orta saha organizasyonları Manchester'ın orta sahasını kitlediği gibi Ronaldo ve Rooney maçın hiçbir dakikasında öne çıkamadı.


İkinci yarı Tevez ve Berbatov değişiklikleri ile risk alan Manchester zaten iyi durumda olmadığı orta saha savaşını tamamen kaybetti ve Messi, Hakan Şükür stilindeki kafa vuruşu ile o boyuna rağmen kafa golünü atıyor ve zaten az olan Manchester umutlarınıda tamamen bitiriyordu. Barcelona belkide o son dakika golü olmasa bugün finalde adından hiç söz edilmeyecek takımdı ama İniesta takımı finale taşıdı ve birçok kişinin istediği şekilde Barcelona kupaya uzandı. Çeyrek finaller belli olduğunda bariz olan İngiliz üstünlüğüne karşı umudumuz Barcelona demiştik ve bu umut gerçeğe dönüşerek kupayı İspanya'ya götürdü. Guardiola ilk sezonunda müthiş bir kariyer başlangıcı yaparak futbol tarihinin unutulmazları arasında yerini aldı. Kupa finalini hak eden iki takım oynadı ve finalde kupayı sonuna kadar hak eden Barcelona kupayı aldı. Biraz daha çekişmeli olsa ya da Manchester biraz fazla asılabilse daha da zevkli olabilirdi....

27 Mayıs 2009 Çarşamba

Manisaspor ve Sinan Engin

Lige yeni çıkan takımlara bayılırım. İlk kim kadrosunu bozucak, ilk kim takımı birinci lige çıkaran hocayı yollayıp Saffet Susiç'i getirecek ve ilk kim ligden düşen takımların vasatın altındaki oyuncularını bir Messi bulmuş havası ile paylaşamayacak. Bunları takip ederken ilk haber ters kademeden geldi. Menejer olarak Sinan Engin, Manisaspor'da menejerlik görevinin başına geldi. Başka bir galakside yaşadıklarını tahmin ettiğim yönetim kurulu bununlada kalmayıp, üstüne transfer yetkisinide Sinan Engin'e vermişler.

Beşiktaş göz önünde olmayan bir kulüp olsa Manisaspor'u mazur görebiliriz. Yahu bu adamın transfer ettigi oyuncular önce hocayı sonra yönetim kurulu götürür. Transfer ettiği adamlar arasında hala görüp görmediği tartışılan bir futbolcu ve Beşiktaş'a dolduruğu bir dünya yeteneksiz oyuncu var. Üstüne bu adam düzgün konuşmayıda beceremeyen biri, abuk sabuk açıklamarla görev yaptığı kulübe de zarar veren biri. Yakında müthiş istatiki ve oran-orantı bilgisini kullanıp, Sezer Öztürk 8 Lincoln 3 Alex 1.5 Adana eder açıklamasını yapabilir. Kendisi ile çalışmış hiç bir teknik adamın olumlu bir cümle sarf ettiğini duymadım.En vicdanlısı olan Tigana kendisi için: ''Sinan Engin, Beşiktaş için bir kanserdir'' açıklamasını yaptı. Manisaspor bu hatalı hamlelerinin faturalarını da çok çabuk ödemek zorunda kalabilir. Asansör takım olmak istiyorlarsa sorun yok ama ligde kalıcı olmak, Ersun Yanal yönetiminde güçlü sponsor desteği ile yapmış oldukları transfer harekatını yinelemek istiyorlarsa Sinan Engin'e bu işi asla bırakmalılar. Sinan Engin'e ''Football Manager'' da bile transfer yetkisi tanımak çılgınlıktır.....

23 Mayıs 2009 Cumartesi

Wolfsburg Şampiyon


Almanya'da mutlu sona ulaşan takım Wolfsburg oldu. Son hafta evinde Uefa yorgunu, kupa kaybedeni, Bundesliga'nın sezon hayal kırıklığı Werder Bremen karşısında zorlandıklarını söyleyemeyiz. 5-1 ile ipi gögüslediler ve Magath Bayern Münih'ten intikamını aldı. Zaten buraya kadar gelmiş Wolfsburg'un kendi evinde kaybetmesini beklemek biraz hayalcilikti. Koskaca Wolkswagen yolda kalırmı hiç.
Wolfsburg şampiyon oldu, Münih'te ikinci sırayı aldı ve Şampiyonlar Ligi'ne direkt olarak katılma hakkını kazandı. 3. Stutgart, 4.Herta Berlin oldu ve son olarakta Karlsruher ve Arminie Bielefeld bir alt ligin yolunu tuttu.

22 Mayıs 2009 Cuma

Run Hamit Run!!!!

Bayern Münih'te oynayan milli futbolcumuz Hamit Altıntop'u ormanda yaptığı özel bir antrenman sırasında yaban domuzu kovalamış. Sakatlığını atlattıktan sonra dayanıklılık çalışmalarına başlayan Hamit, domuzdan kaçarak kurtulmayı başarmış. Bunun üzerine Jupp Heynckes, Hamit'in sakatlığın etkisinden kurtulduğuna kesin olarak karar verdik demiş. Futbol dünyası yeni antrenman tekniklerine alışmalı,çünkü çok kesin sonuçlar vaad ediyorlar....

21 Mayıs 2009 Perşembe

İsviçre Vatandaşı Değiliz!!!


Derbinin bilet fiyatları şöyle:VIP Üst B-E: 750 TL
VIP Üst A-F: 500 TL
VIP Alt A-F: 425 TL
VIP Alt B-E: 450 TL
VIP Alt C-D: 500 TL
Numaralı Orta: 425 TL
Numaralı Kenar: 375 TL
Kapalı Üst: 300 TL
Kapalı Alt: 250 TL
Yeni Açık: 90 TL
Eski Açık: 90 TL
Rakip takım: (Eski Açık) 90 TL

Shaktar Donetsk 2 Werder Bremen 1



Kupa Ukrayna'nın yolunu tuttu. Uefa adıyla son kez düzenlenen kupanın sahibi, begenmeyip korkak futbol oynatıyor hep garantici diye eleştirdiğimiz Lucescu oldu. Gerçekten Shaktar çok teknik ve ayaga pası son derece iyi oynayan oyunculardan kurulu ve Brezilya'lı tüm futbolcuları mükemmel şekilde topu rakip sahaya taşıyorlar. Çok erken golle buluşacaklardı ama golü atan Adriano bu fırsattan yararlanamadı ama akabinde golü attı. İlk golde Adriano'yu kaçıran Naldo'da frikikten golü kalecininde yardımıyla bulunca oyun bir süre kilitlendi. Kadıköy'de Volkan'ın ruhu geziyor herhalde, kaleciler gün yüzü görmüyor.



İkinci yarı tamamen kontrollü bir oyun izledik ve her 2 takımda hata yapmamak için çok ugraştı. Ancak 2 yarıda da topla oynayan takım Shaktar'dı. Werder topa sahip olamadığı gibi kanatlardan da çok fazla pozisyon yedi. Maç bu şekilde uzatmaya taşındı ve bu seferde Werder Bremen'in kalecisi Wiese çıkarması gereken bir topu çıkaramadı ve maç 2-1 taşındı. Bu saatten sonra Werder'in yüklenecegini düşünüyorduk ama doğru düzgün topa sahip olamadıkları gibi karşı kaleye etkili ataklarda gerçekleştiremediler. Bu noktada topa sürekli sahip olup pas organizasyonları ile rakibini yoran Shaktar'ı da ayrıca kutlamak gerekiyor. Son dakikalarda kendini yer atanlar, rakibi itirip yan hakem devam diyor cambazlıklarına başvuran Bremen'liler olsada hakem bunları yemedi. Şu bir gerçek ki Diego'suz bu takım Alex'siz Fenerbahçe gibi ne yapacagını bilmeden hücüm ediyor ve birinin topu kendilerine getirmesini bekliyorlar. Mesut Özil birkaç pozisyonda şık ara pasları ve topu saklayarak pozisyon yaratma çabalarında olsada çok başarılı ve etkili olduğunu söyleyemeyiz.
Gelelim kupanın yayınına. Arkadaş bu ülkede Uefa finalini yorumluyacak adam mı kalmadı? Bülent Tulun'u getirmişler canlı yayına. Dişe dokunur hiçbir şey söylemedi. Hatta bir pozisyonda yeterli pas kombinezonları yapamıyorlar diyerek fiziken Kadıköy'de ruhen Milano Moda Haftasın'da olduğunu belli etti. Melih Gümüşbıçak desen zaten ayrı bir alem. Bu adamın ilkokul hocasını çok merak ediyorum çünkü hocası buna kelimeleri uzatarak ögretmiş herhalde. Bir şut Adrianooooooooooo diye çıgırıyor ne oldu diye dikkat kesiliyoruz top korner bayrağına yakın yerden auta çıkmış önemli bir pozisyon bile değil. Maç bitti tam oyuncular sahaya koşuyor, sevinç gösterileri, Werder Bremen'li oyuncuların üzüntüleri, tribünlerden taraftar görüntüleri kısaca maçın en izlenicek zamanında tak yayını kestiler, dizüstü kullanan şempanze reklamını koydular. 5 dakika reklamın ardından nihayet dönebildiler de canlı yayına kupayı falan görebildik. Gerçi bunada şükür, geçen yıl uefa kupası finalini vericez diye 1 hafta reklam yapıp ardından final saati televizyonları başına geçenlere film seyrettirmişler ardından kupayı dünya tarihinde ilktir herhalde banttan yayınlmayı uygun görmüşlerdi.Fazla yüklenmemek lazım seneye ''Yemekteyiz'' koyarlar final saatine görürüz günümüzü.......

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Pedja Mijatoviç

Başkan bıraktı gitti bu koltuğa yapıştı bir türlü ayrılamadı Real Madrid'ten. Başkanın gitmesine neden olan oy sakandalında adı sıkça anılmasına ragmen pek önemsemedi bunları. Sonunda sözleşmeyi fesh edip gitmiş, yeni yönetim onla asla çalışmaz en iyisini yapmış giderek, kendisine bol jöle ve ray- ban sponsorluğunda hayırlı günler diliyorum....

19 Mayıs 2009 Salı

Aziz Yıldırım - Medya Sorunsalı

Aziz Yıldırım başkanlığı boyunca en çok medyadan şikayetçi oldu, yanlış transfer haberlerini hergün resmi siteden bıkmadan usanmadan yalanlattı, yeri geldi onlarla ilişkileri sertleştirdi ya da dolaylı olarak mesajlarını benim ''embedded''olarak nitelendirdiğim Alaattin Metin aracılıgı ile iletti futbol basınına. Aziz Yıldırım'ın kişisel tercihidir basın ile ilişki kurmada seçtigi yol, kaldıki basının da tümü ile iyi bir spor gazeteciliği yaptıgını söyleyemeyiz, ortalık yalan haberlerden geçilmiyor.
Benim tüm bu karmaşa içinde takıldığım en önemli nokta seçim arifesinde Aziz Yıldırım'ın birden basınla ilişkileri mükemmelleştirmesi, onlara sabaha kahvaltısında espriler yapması ve İlker Yasin'in sunduğu 3. Devre programına çıkarakarak, seçilirse gelecek dönem için takımla ilgili açıklamalar yapması, özeleştiride bulunması takımın başarısızlığını üstlenmesi. Fenerbahçe ya basınla ilişkileri konusunda uzman biri tarafından idare edilecek şekilde düzenlenmeli ya da başkan sadece seçim dönemleri ve mesaj verme kaygısı güttügü zamanlarda değil, normal anlarda da televizyonda boy göstermelidir.Yok ben sürekli televizyona çıkmam, açıklamaları yönetimdeki arkadaşlar aracılığı ile yaparım diyorsa, o zaman da seçim öncesi basın karşısına çıkıp ''U'' dönüşü yapmamalı.Dillere pelesenk olan istikrar sözü burada da sergilensin ki bizde bu karmaşadan kurturalım....

Tribünlerde Görmek İstedigimiz Hareketler Volume 9


18 Mayıs 2009 Pazartesi

Azalarak Bitsin Volume 3

- Hazırlık maçlarında köy takımlarını tercih eden kulüpler
- Son 2 sezondur altyapıya büyük önem verdik, yeni yıldızlar kapıda açıklamasını yapan yönetici
tayfası
- Önemli olan benim gol atmam değil,takımım galip gelmesi diyen futbolcu
- Maçtan sonra yorum yapan abinin arkasına geçip el sallayan,hızını alamayıp cepten
arkadaşını arayıp CNN'e çıkmış havası yaratanlar

azalarak bitsin.....

Şampiyonluk Kutlamaları

Futbolu da bıraktın vur şişenin dibine.......

16 Mayıs 2009 Cumartesi

Manchester Şampiyon

Premier ligde uzun süren kovalamaca bugün son buldu. Manchester yine mutlu sona ulaştı. Arsenal ile 0-0 kalarak şampiyonluğu garantilediler ve kupaya uzandılar. Uzun bir süre Liverpool'un soluğunu enselerinde hissettiler ama hedefe varmayı bildiler. Şampiyonlar Ligi finalistlerinden her 2'si de liglerinde bitiş çizgisini gördü, Roma'da kupayı alan Avrupaya'da damgasını vurucak...

14 Mayıs 2009 Perşembe

Louis van Gaal

Alkmaar başarısı sonrası kulüpte kalıp kalmayacağı, giderse nereye gidecegi yazıldı çizildi.Trabzonspor bile bir ara niyetlendi bir iki muhabir gidip Türkiye'de takım çalıştırmak isterim,seyirci ateşli, bogaz geçişide olmasa açıklamalarını aldı ve en sonunda kendisi için en doğru kararı verdi, Almanya'nın yolunu tuttu. Bu sezonu kötü geçiren Münih'e çare bulması istenicek kendisinden ve kariyeri bunları en iyi şekilde yapmaya müsait. Not defterini çıkardığı an yanmışsınız demektir. En kral istihbarat örgütünden daha detaylı fişler sizi. Trabzon'a kim gelicek bilmiyoruz ama onun gelmiyeceği artık kesin....

12 Mayıs 2009 Salı

Middlesbrough

Middlesbrough dün akşamki yenilgi sonrasında dipe demir atmış durumda.31 puanla 19. sıradalar ve son 2 maç kala işler onlar açısından hiç iyi gitmiyor. Gareth Southgate her ne kadar gelecek sezon küme düşseler dahi takımın başında kalacağını söylese de işler her an değişebilir. Tuncay Şanlı faktörü olmasa elbette Middlesbrough çok fazla haber niteligi taşımazdı gazete sayfalarımızda. Ancak Fenerbahçe'den ayrılışı ardından gittiği takım çok tartışılan Tuncay sezon sonunda muhtemelen takımdan ayrılmak zorunda kalıcak. Tuncay'ın yine premier ligde bir takıma gidecegini söyleyebiliriz. Fenerbahçe'li bir çok arkadaşımın küme düşmesine sevindiklerini söyleyebiliriz ama ben gittiği takımı her ne kadar yanlış bulsamda Tuncay'ın Avrupa'da futbol oynama mantıgını ve lig tercihini doğru buluyorum.Önümüzdeki sezon Middlesbrough Türkiye'deki taraftar sayısında kayıplar yaşayacağı gibi Türk basınının gündeminden de hızla uzaklaşacaktır....

Domuz Gribi

Domuz gribi Meksika'yı telef etti.......

Tayfun Korkut

Fenerbahçe'de oynarken hastasıydık. Sonra o da koptu kulüpten ve İspanya'da Real Socidead'da geçirdiği futbol yaşantısı onu futbolu bıraktıktan sonra kulubün 19 yaş altı takımının başına getirecek kadar iyi geçti. Sessiz ama efendi biriydi sahada her zaman. Bugün itibariyle Hoffenheim 17 yaş altı takımına getirildi. Hoffenheim gibi altyapıya önem veren ve buradan oyuncu çıkarmaya çalışan bir kulübün onu tercih etmesi gerçekten önemli. Kendisinin futbol bilgisini gençlere aktarıcağından şüphemiz yok ama burda düşünülmesi gereken işin Türkiye ve Fenerbahçe ayagı. Tayfun Fenerbahçe altyapısında görevlendirilemez miydi? Gerçi bi bakıma iyi olmuştur ve kendisine deger veren bir takıma ona buna minnet etmeden gitmiştir. Altyapıdan oyuncu çıkaramamızın bir nedeni de dogru adamları işe almamak olabilir mi.....

11 Mayıs 2009 Pazartesi

Mustafa Pektemek

Gençlerbirligi'nin yakın zamanda para kazanıcağı isim olarak görüyorum genç golcüyü. Henüz 21 yaşında ve milli takımımızın U-21 kadrosunda da yer alıyor. Sakarya'nın Türk futboluna armağan ettigi yeteneklerden biri o da. Bu sezon 20 maçta ilk 11'de yer aldı ve ligde 8 golü bulunuyor. Daha iyi bir takımda ve arkasında kendisini besleyecek iyi bir orta saha ile bu sayıyı arttırması mümkün. Önümüzdeki transfer sezonunda değerlendirilmesi gereken bir isim olarak görüyorum kendisini ve 3 büyüklerden herhangi birinde kadro içerisinde alternatif forvet olarak düşünülebilir...

Tribünlerde Görmek İstedigimiz Hareketler Volume 8


8 Mayıs 2009 Cuma

Efe Başvekil

Four Four Two Türkiye dergisinin Mayıs sayısı ile birlikte verdigi Efe Başvekil belgeseli, Gürkan Hacır tarafından hazırlanan romanın belgeseli. Başbakan Şükrü Saracoğlu'nun genel olarak siyasi kariyerinin anlatıldığı belgeselde kendisinin Fenerbahçe sevgisinden ve Fenerbahçe için yapmış olduğu yardımlardan da bahsediliyor. Özellikle belgeselin sonuna doğru yapılmış bir tespit futbolumuz içinde çok önemli:''Şükrü Saracoğlu bilet parası ödeyip stada giren son Başbakandı''....

Kadıköy Yolcuları

Final için İstanbul'a gelicekler belli oldu.Luce'li Shaktar ile Werder Bremen.Şampiyonlar ligi yanında hafif bir maç olarak kalıyor ama en azından İstanbul'da oynanacak olması belkide yeni unutulmaz bir İstanbul hatırasının oluşmasını saglar......

6 Mayıs 2009 Çarşamba

Chelsea 1 Barcelona 1


Essien yaradana sığınıp vurduğunda top öyle güzel gittiki gol olmasa yazık olurdu. Defans ve forvet hattındaki sakatlıklar Barcelona'yı ciddi şekilde etkiledi. Takım alışılmışın dışında bir kadro ve diziliş ile sahadaydı ve bekleneni ortaya koyamadı. Özellikle Dani Alves içindeki Sabri Sarıoğlu'nu açıga çıkardı ve her ortayı arka direge kesmeye çalışınca Barcelona bırakın golü, pozisyon bile bulamadı. Hiddink ilk maçtaki gibi Barcelona'yı kitlemeyi başarmıştı.
Böylesine önemli maçlarda en ufak bir detay bile maçı çevirmeye yetebilir ve şuan da yeryüzündeki en iyi orta saha adamı olarak kabul ettigim İniesta öylesine güzel vurduki Barça turu kaptı ve Roma'nın yolunu tuttu. Açıkçası bu futbolla Manchester karşısında tutunmaları çok zor ve İngilizler Barcelona'nın topla oynamasına izin verse de onları kaleden bir şekilde uzak tutmayı başarıyorlar. Bazen teknik direktörlerin kariyerleri için bir şans meleginin onlara degmesi gerekir ve o melek bu gece Guardiola'nın yanına gelirken uzun yıllar zorunlu hizmet yaptığı Hiddink'in yanından ayrılıyordu.
Maçın iki kötüsü vardı biri yine yeni yeniden İlker Yasin, digeri de Norveçli hakem. İkiside maçın içine etmek için çok çaba sarfettiler. Roma'da arenaya çıkıcak savaşçılar artık belli. Manchester-Barcelona bizlere unutulmaz bir final yaratırlar umarum.....

Oyuncu Değişikligi

- Hanım hazırlan oyuna giriyorsun.......

5 Mayıs 2009 Salı

Arsenal 1 Manchester 3

Manchester işi o kadar çabuk bitirdiki maçın geri kalanında Ronaldo'nun frikik antrenmanını izlemek zorunda kaldık. Manchester artık Roma semalarında ve yarınki maçı bekliyorlar, onlar büyük ihtimal Chelsea'yi tercih eder ama Barcelona'nın finale kalması bu sezonun en iyi maçını izlememize de olanak sağlar. Arsene Wenger yine geldi gitti ama kupaya ulaşamadan dönmek zorunda kaldılar. Sir ise attıkları her golden sonra çoçuklar gibi sevindi hastasıyım bu huyunun. Maçta skor avantajı varken penaltı yaptırmak ne kadar akıllıca tartışılır üstelik uzak kalıcagınız maç Şampiyonlar Ligi Finali.....

Didier Deschamps

Fransa milli takımının efsane kaptanı Didier Deschamps 2 yıl aradan sonra önümüzdeki sezon Marsilya'nın başına geçicek. Sezon sonu Gerets'in takımdan ayrılacagını açıklaması üzerine, Marsiya, Deschamps ile anlaşmaya vardı. Monaca'da yarattıgı mucize onu önce Şampiyonlar Ligi Finaline ardından da Juventus'a taşımıştı.Yeni sezonda Şampiyonlar Liginde yeni bir mucize yaratabilecek mi bekleyip görücez.....

4 Mayıs 2009 Pazartesi

Tottenham Transfer Politikasını Degiştiriyor

Tottenham önümüzdeki sezon takıma genç yeteneklerden ve ileride çok işimize yarıyacak potansiyellerden uzaklaşıp takıma direkt yarar sağlıyacak oyuncuların peşine düşücek. Redknapp, başkana bu önerisini ileticegini ve önümüzdeki sezon ancak bu şekilde başarılı olabileceklerini söylemiş. Kevin-Prince Boateng ve Giovani dos Santos transferleri demek ki Tottenham'ın transfer politikasını kökten değiştirecek kadar hayal kırıklığı yaratmış kulüpte...

Sami Hyypia

Sami Hyypia Leverkusen ile 2 yıllık anlaşma yaptı ve sezon sonunda Almanya yolcusu.1999 yılında Hollanda'nın Willem 2 takımından 2.5 milyon euroya gelmişti Liverpool'a.316 maçta Liverpool formasını giydi.İstanbulda kupayı aldıkları sezon çeyrek finalde Juventus'a attıgı gol Avrupa kupasında attıgı en anlamlı goldü belkide.Martin Skrtel ve Daniel Agger'in transferi ile uzun zamandır ilk onbir şansı yakalayamamıştı ve sezon sonu takımdan ayrılıp Almanya yolunu tutmaya karar verdi Finli......

3 Mayıs 2009 Pazar

Beşiktaş 1 Fenerbahçe 2

Sivas'ın mağlup olması maçın havasını bambaşka bir noktaya getirdi.Beşiktaşın alacağı bir galibiyet şampiyonluk yolunda tüm iplerin eline geçmesine olanak sağlıyacaktı ama Beşiktaşlı'lardan daha çok Fenerbahçe taraftarını şaşırtan bir oyun gördük.Fenerbahçe ilk yarı belkide sezonun en iyi oyununu ortaya koydu ve Emre-Selçuk ikilisi orta sahayı müthiş parsellediler.Semih'in indirdiği topta Guiza alışkanlık haline gelen Rüştü üzerinden aşırtma golüyle skor avantajını Fenere getirdi.Semih gerçekten çok iyi oynadı ama Guiza belkide tüm sezondaki en iyi oyunu oynadı ve saga sola koşularla Fenerbahçe'yi rahatlattı.

İkinci yarı Beşiktaş Cisse ve Yusuf'la orta sahayı dengelerken,Aragones belkide Mustafa Denizli'nin istiyecegi iki degişikligi yaptı.Emre ve Semih'in oyundan çıkmasıyla Fenerbahçe orta sahayı rakibe teslim ederken, ileride top tutamaya başladı ve Holosko uzun bir koşunun ardından geriye çekilen Fenerbahçe defansının hatasını iyi değerlendirdi ve farkı 1'e indirdi.Golün ardından Beşiktaş yüklendikçe arkada açıklar verdi ve Fenerbahçe birçok pozisyon buldu ama yararlanamadı.Beşiktaş'ta beraberlige yaklaştıgı pozisyonları harcadı ve maç Fenerbahçe'nin üstünlüğü ile sona erdi.

Aragones'in Gökhan Gönül tercihi maç başında benim içinde çok büyük bir soru işareti idi ve Yasinle ikisi çok iyi oynadılar.Zaman zaman orta sahanın yardımınıda alarak pozisyon sıkıntısı çekmediler.Ali bilgin'de sağ kanatta etkiliydi ve 2. golün asistide ondan geldi.Ancak Aragones'in artık görmesi gereken bir şey var.Colin Kazım bu takıma sağ kanatta bişey katmaz.Oyuna girdikten sonra pozitif hamle yapmadığı gibi rakibi kovalama ve pres yapma gibi son dakikalarda tüm takımın savunma hattına geçtigi zamanlarda bile vurdumduymazdı.

Fenerbahçe özellikle ilk yarıda belkide Aragones'in oynatmak istediği oyuna en yakın olanını sergiledi.Israrla ayaga pas ve asla top şişirmeden defansta bile pas yapma istegi Fenerbahçe'yi ilk yarıda üstün kıldı.Fenerbahçe bizlere kötü giden sezonun hesabını vermeli bu kadar iyi oynayabiliyorlarsa sezon içindede en azından Türkiye liginde başa oynamalıydı.Ama o istek ve mücadeleyi göstermediler.Bundan sonra kupa ve kalan maçlarda en azından bu isteklerini göstersinler.Sivas ve Beşiktaş birbirlerine ikram ediyorlar şampiyonlugu birinin alıcağını kesin söylemek çok zor ve ligin altıda üstünden beter konuma geldi.Bakalım kalan haftalar bize neler göstericek.....

2 Mayıs 2009 Cumartesi

Real Madrid 2 Barcelona 6







El Classico gerçekten müthiş bir futbol ziyafeti sundu bize.Bu ziyafeti ilk golü atana kadar Real Madrid ki bu maçın çok kısa bir bölümüne tekabül ediyor, geri kalan tüm katkılar ise Barcelona'dan.Gerçekten insanın başını döndüren bir pas trafigi ve kaleye çok kolay gidişleri skoruda Real Madrid için korku filmine çevirmeye yetti.Orta sahada Xavi ve İniesta adeta topu soyunma odasına kadar kimseye vermeyecekler gibi sahipleniyorlar buna İngiltere günlerini hatırlatan Henry ve artık adam geçmeyi sabah yüzünü yıkamak kadar basit ve rutin bir iş haline getiren Messi'de eklenince Barça şampiyonlugunu düşman hattında ilan etti.


Barcelona'da Puyol ve Pique gollere katkı yapan iki isimdi çünkü defansta yapıcak pek işleri olmadı.Özellikle Pique'in gol vuruşunda forvet oyuncularında bile kolay rastlamıyacagımız derecedeki kurnazlıgı takdire şayandı.Real bu defans ve orta saha ile uzun süre kafaya güreşemez.Bir tarafta Xavi ve İniesta diger tarafta Diarra ve Gago.Arada Ferrari ile Hacı Murat kadar fark var.Casillas kadar yetenekli bir kaleci Barça karşısında ne kadar dirensede 6 gol yemekten kurtulamıyor diger tarafta ise Casillas'ın 10/1 kadar yetenege sahip olmayan Valdes 6 gollü galibiyetin keyfini sürüyor.Gerçi Chelsea ve Real Madrid maçlarında iyi bir oyun ortaya koydu ama bu onun Barça kalesini koruyacak kadar iyi oldugu anlamına gelmez çünkü batırdıgı birçok maç hala hafızalarda.Barça'da belki tek katkısı olmayan adam Etoo idi.Gol bulsun diye oyunun sonuna kadar kenara almadı onu Guardialo ama gol vuruşunu yapamadı yinede.Son söz kaptana.Hayatımda izlediğim en kötü Raul performansıydı diyebilirim.İkinci yarı neredeyse ayagına top gelmedi.Süper zevkli geçen maçın benim açımdan tek olumsuzlugu kaptanın formsuzlugu oldu.
Ntv Ercan Taner tercihini Rıdvan Dilmen'le süsleyince ortaya süper diyaloglar çıktı.Rıdvan Dilmen yine formundaydı.Ercan Taner'e ''Pas yapmaya başladılar hesap makinen yanında mı?'' , Messi'yi eleştirdigi bir pozisyondan sonra : ''Messi'ye de gider yaptık ya'' , ''Maç ortada sıçana döndü'' gibi müthiş tespitlerle bizi ekran başında yerlere yatırdı.Ercan Taner'de altta kalmayıp Messi'nin nasıl durdurulacağı konusunda futbol dünyasına müthiş bir öneride bulundu:''Stad ışıklarını söndürün''.Real Madrid taraftarı için belkide tek güzellik 3.resimdeki ablalardı.Ben tribünde olsam kederlenmemek için onları izlerdim.....