11 Aralık 2009 Cuma

Kısa Bir Ara



Askerlik geldi kapıya çattı. Yarın sabah uçağı ile Sivas'a gidicem ve önümüzdeki 5.5 ayı Sivas'ta  22. İKM. MERKEZ KOMUTANLIĞI'nda geçiricez. Bloga bu süre içerisinde istemeyerekte olsa ara vermek zorundayız. Başka şeylere de ara vericez elbette. Gidiceğim yerde internet fırsatı, maçları izleme fırsatı olur mu bilmiyorum. Ama bir Sivas maçı muhakkak yapılacaklar listesinin başında. Blogu takip eden, arayada ugrayan kısaca kıyısından köşesinden bir bakmış herkese kısa bir ara diyoruz. Dükkan bir süre kapalı. En kısa zamanda yeniden görüşmek üzere...

9 Aralık 2009 Çarşamba

Beşiktaş 1 Cska Moskova 2

Beşiktaş için grubun netleşme maçıydı. Maça doping söylentilerinin etkisi ile başlandı ve Uefa'nın ne karar vereceğini bilmiyoruz. Beşiktaş maça iyi başladı ama 30. dakikadan sonra golün geleceği apaçık ortadaydı. Nitekim Cska'dan  Milos Krasic zor pozisyonda olsa dahi
golü yapmasını bildi ve Beşiktaş'ın az olan hayalleri iyice azaldı. İkinci yarı ataklar daha fazlalaştı ve golde Bobo'nun ayağından geldi ama uzatma dakikalarında Cska'nın ikinci golü ile Beşiktaş'ın, Avrupa kupalarındaki şansı tamamen tükendi. Maç içerisinde top ile oynayan taraf Beşiktaş olsada, maç sonunda 3 puana uzanan ve gruptan çıkan taraf Cska oldu .Beşiktaş'ın maç boyunca galip geleceğine olan inanç çok azdı ve gelen goller neticesinde bu inanç kendini büsbütün umutsuzluğa bıraktı. Beşiktaş seyircisinin müthiş desteğine rağmen sonuç hüsran oldu. Cska maç boyunca oyunu kontrol etmemesine rağmen sonuca gitmeyi ve ligi bitmiş olmasına rağmen gruptan çıkmayı bildi. Beşiktaş'ın almış olduğu Manchester galibiyetinin son maçlar sonunda daha fazla acı vereceğini söylemiştik ve bu sonuçlar neticesinde malesef haklıda çıktık.

5 Aralık 2009 Cumartesi

Eskişehirspor 2 Fenerbahçe 1


Freni boşalmış kamyon misali bayır aşağı gidiyor takım. Saha içindekiler ve kenarda bekleyenlerden en ufak bir isyan hareketi gelicekmiş gibi görünmüyor. İlk haftalarda alınan seri galibiyetlerin yerini seri mağlubiyetler aldı. Takımda a'dan z'ye çarpıklıklar var.Ruhsuzluk ve vurdumduymazlık had safhada. Takında mücadele eden oyuncu sayısı çok az. Her hafta kart gören ve cezalı duruma düşen oyuncular, sürekli saha dışında yaşadıkları olaylar nedeni ile hastahaneye kaldırılan oyuncular ve takımı kenardan izleyen Daum. Takımın neresinden tutarsanız elinizde kalıyor. Sahada koşmayan, pres yapmayan, güçsüz kuvvetsiz adamlar var.

90 dakika bu takımı izlemek gerçekten insanın siniri bozuyor. Sahada mücadelede olmayınca bu sinir katsayınız daha fazla oluyor. Mağlubiyetler alınır ama sahada gördüğünüz mücadle ve oyuncuların istekleri nedeniyle sonuç sizi bu kadar üzmez. Oysa bırakın sahada olmayı neden futbol oynadığını bilmediğimiz adamlar var piyasada. Sahaya çıkanları, yedek oturanları, hocaları, kondüsyonerleri, sportif sorumluları, başkanı herkes bir araya gelip bu işi bir çözüme kavuştursunlar. Yoksa taraftar Kadıköy'ü hepsinin başına yıkmasını bilir.

Güney Afrika 2010


Group A: South Africa, Mexico, Uruguay, France
Group B: Argentina, Nigeria, Korea Republic, Greece
Group C: England, USA, Algeria, Slovenia
Group D: Germany, Australia, Serbia, Ghana,
Group E: Netherlands, Denmark, Japan, Cameroon
Group F: Italy, Paraguay, New Zealand, Slovakia
Group G: Brazil, Korea DPR, Côte d'Ivoire, Portugal
Group H: Spain, Switzerland, Honduras, Chile

İlk ölüm grubu espirisine Dünya Kupasını yerinde izleme imkanı sunucam. Güzel eşleşmeler var nihayetinde süprizlerde olucaktır. Biz gidemediğimize göre evde kalıp bira-patetes ikilisi ile birlikte maçları izlemek kalıyor. Umarım askerlik kısa dönem çıkarda maçlara yetişirim. Favorim Brezilya. Biralarımı aldım bekliyorum.

1 Aralık 2009 Salı

Yine Yeni Bir Başlangıç


Trabzonspor'un geleneksel hale gelen hoca furyasının son halkası öze dönüşle noktalandı. Trabzonspor yönetimi geçen yıl Ersun Yanal'ın görevinden alınmasının ardından Hugo Bross'a da daha fazla dayanamayıp yol verdi. Tranzonspor'un başına kendi içlerinde yetişmiş, kulübü, yönetimi, taraftarı, yerel basını iyi bilen biri geldi ve hocalığıda Trabzonspor'dan büyük durumda. Güney Kore'de çalışmaya başladığında artık ülkeye dönmeyeceğini ve kıymetini bilen bir ülkede meslek hayatını sürdüreceğini düşünmüştüm. Ancak memleket ve kulüp sevgisi ağır basmış olacak ki yeniden Türkiye'de. Basın toplantısında tam yetkili olarak takımın başına getirildiği açıklandı. O tam yetkiler umarım yalan olmaz ve 1-2 tökezlemede yeniden homurdanmları duymaya başlamayız. Tranzonspor'u doğru bir yapılanma ile 3-4 yıl içerisinde istikrarlı bir hale getirecek ender hocalardan biri Şenol Güneş.Trabzon'lu olmayan Türk hocalar için çalışması zor olan kulüp, yabancı hocalar için ise imkansız bir görev alanı haline dönüştü.

Biraz zirve görüldüğünde hemen şampiyonluk şarkıları söylenen ve 1-2 mağlubiyetlede herkesin kolayca gemileri yakabildiği bir ortamda gelicek başarı diğer tüm başarıların yanında daha takdir edilesi bir konuma yükselir. Trabzon kendi evladına bu sabrı gösterir mi bilinmez ama Şenol Hoca'yı da kaybederlerse bu gidişin sonu daha fazla başarısızlıktan başka bir durum ortaya çıkarmıyacaktır.

Geleceği Görüyorum


Son haftalarda çok kötü giden Fenarbahçe ve Galatasaray'ın aksine iyi bir ivme yakalayan ve aradaki puan farkını iyice azaltıp yeniden yarışa ortak olan Beşiktaş var. Bursaspor ve Kayserispor'un iyi futbol ve galibiyetleri neticesinde ligin tepesi yeniden şekillenmiş durumda. Bu  sonuçlar her ne kadar Fenerbahçe'li olan beni üzse de ligin heyacanı açısından gayet iyi. Tabiki ligin gidişi hakkında çok kesin tespitlerde bulunmak zor. Mustafa Denizli hariç tabi. Son haftalarda alınan sonuçların ardından kehanet serisine yeniden başladı. Haftalar üzerinden konuşmayı seven Mustafa Denizli son kehanetlerinde de yine ortamı şenlendirdi. Son tespit 30. haftada şampiyon olacaklarını ve bu sene şampiyonluğa daha kolay ulaşacaklarını söylemesi. 26. hafta civarı Bursaspor ve Kayseri takımlarınından her ikisinin ya da en az birinin zirveye yarışında olacağını öngörüyor. Lig üzerine hesaplar yapmak hocaların en büyük zevki ve işidir. Planlarını buna göre yaparlar ve uygularlar. Ama Mustafa Denizli'nin bu kehanetlerinin tutacağını hiç sanmıyorum. Beşiktaş lig yarışını zirvede bitirebilir ama ligde 30. haftada şampiyonluğu garantiliyeceklerini ya da geçen seneden rahat şampiyon olacaklarını söylemek fazla iyimser bir tahmin. Galatasaray ve Fenerbahçe'nin sürekli puan kayıpları ile devam ederken Beşiktaş'ın galibiyet serisini sonsuza kadar sürdüreceğini ve bu yarış içerisinde 30. haftada işin nihayet bulacağını söylemek biraz uçuş kokuyor. Atma Ziya, din kardeşiyiz diyorum....