Bu akşam herkese ama herkese karşı direnen, mücadele eden, sabrını son dakikaya kadar koruyan kısaca muhteşem bir Fenerbahçe vardı. Zokora ile başlayan, Trabzonspor taraftarı ve hakem Kamil Abitoğlu'nun çanak tuttuğu bu komedi Emre, Bienvenu ve Baroni karşısında ezildi. Sahaya çakmak, para, bilimun yabancı madde atan medeni Trabzon taraftarını tebrik eden aklını kaybetmiş Mehmet Ali Birand'lar olmasına rağmen bu akşam hakemle beraber maçı katleden Trabzonspor'lular sahanın en kötüsüydü. Uzatılan eli dahi sıkmayan, Trabzonspor golü attıktan sonra hakemin gözü önünde rakibini sakatlamaya teşebbüs eden Zokora'yı hala savunanlar olması ülkede en az ırkçılık kadar tehlikeli. Emre bu pozisyona kadar sürekli faule maruz kalıp, hakem rakip oyunculara kart dahi göstermemesine rağmen sahanın en sakin adamıydı ki, Trabzonspor karşısında giyotinin altında onun kellesi vardı. Ardından Zokora'nın hareketi ile kontrolünü kaybetti ancak bu pozisyonda insanda peygamber sabrı olsa çatlar.
İkinci yarı yine sabırlı olmalı ve golü aramalıydık ve Dia egoistlik yapmayıp topu Bienvenue'ye aktarsa film daha önce kopabilirdi ama Trabzonspor'un fişini Baroni, tam bir Brezilya estetiği kokan golüyle çekti. Maçın öncesinde Sadri Şener ve Nevzat Şakar'ın ağlamaları ile başlayan, sahada Kamil Abitoğlu ve Zokora ile devam eden rezilliklere rağmen bu çoçuklar bu cehennemden alınlarının akıyla çıkmayı başardı. Hepsini tek tek alınlarından öpmek lazım. Tüm bu zulümlere en iyi cevap sahada verildi ve şimdi hem Galatasaray'lılar hem Trabzonspor'lular çıldırmaya başlayabilirler. Tüm takımı ve bu takımın bu stresli ortamda dahi sakin kalmasını sağlayan Aykut Kocaman'a helal olsun. Haftaya ağlama seansları biterse Galatasaray ile Kadıköy'de sonucu belirleyecek maça çıkıcaz. Trabzonspor hep başkaları için oynadığı sürece asla başarılı olamayacak bunu da artık anlamışlardır diye umuyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder