Son maça kadar herşey iyi gidiyordu. Play-off'a dezavantajlı girsek dahi alınan galibiyetlerle şampiyonluk şansı son maça Kadıköy'e hem de kendi taraftarımızın önünde oynayacağımız maça kalmıştı. Daha önce defalarca yendiği rakibine karşı Fenerbahçe'nin yine galip gelip 3 Temmuz'dan beri yaşanan olaylara en anlamlı cevabı sahada vereceğini düşünüyorduk. Önce kısa bir kadro şoku yaşadık. Alex'in sakatlığı nedeniyle kenarda olacağını biliyorduk ama Gökhan Ve Bienvenu ile Mehmet Topuz kenarda, onların yerine Orhan, Dia ve Semih sahadaydı. Bunlar kendi evinde baskı kuracak ve sonuca gidecek Fenerbahçe için tek maçlık planlamış bir stratejinin hamleleri idi ki, Dia'nın iki kanat atağında Baroni ve Semih becerekli olsa bu plan mükemmel olarak nitelendirelecek üstelik Semih'in kafasını Muslera kurtarmasa creme de la creme olarak anılacaktı. Ama Baroni ve Semih iyi vuramadı sonra Semih vurdu Muslera kurtardı ve Dia, topu kale yerine yan hakeme doğru düdükten sonra vurunca plan suya düştü. Kırmızı kart sonrasında karmaşa, anlamsız ve bilinçsiz paslaşmalar, geri dörtlüden birini çıkarmak yerine forvet çıkarıp forvet almak ve nihayetinde maçın bitimi ile yaşanan sinir boşalması. Kendi evinde Galatasaray şampiyonluğuna tanık olmak, nereden bakarsak bakalım Fenerbahçe'nin kolay kaldıramayacağı bir yük. Üstüne polisin gaz bombası şenlikleri ile kontrolden çıkan olaylar ve yeni sezona yine seyircisiz maç cezası ile başlayacak olan Fenerbahçe.
Takımın sezon başından beri tüm engellemelere rağmen buraya kadar başı dik bir şekilde gelmesi, mücadeleyi bırakmaması ve herkesin ortalarda gözükmediği durumlarda Aykut Kocaman'ın sadece takımı değil camiayı da ayakta tutması her zaman anılacak ve alkışlanıcak bir durum. Finalde kaybetmek için önce finale çıkmalısınız ve Fenerbahçe bunu son 10 yılda her zaman yapıyor. Başka takımların ligin ilk yarılarında havlu attığı yarışlarda finale kadar geliyor, bazen şampiyon oluyor bazense şampiyonlğu kaybediyor. Bu kayıplar elbetteki hüzün veriyor ama bu sezon kimse bu takımı suçlayamaz. Taraftarda, takımda, teknik heyette elinden gelen ne varsa onu ortaya koydu, bir tek yönetimden bazı isimleri bu kenetlenmenin dışında ya da kenetlenme anlamında aşağıda tutuyorum. Sakatlığa rağmen sahada mücadele eden ter döken oyunculara teşekkür ediyorum.Ve klişe bir söz olmasına rağmen, bu direnişi ile bu sözü sonuna kadar hak eden Fenerbahçe'me sesleniyorum: ''Galiptir, bu yolda mağlup.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder