İki sınır komşusu arasında oynanan ve kazananın çeyrek finale adını yazdıracağı maç her iki takımın yüksek teknik ayaklara sahip olmasına rağmen müthiş bir alan savunması ve az gollü bir galibiyet ile neticelendi. İlk yarıda Portekiz müthiş alan savunması ile İspanya'ya neredeyse pozisyon göstermedi, orta alanda Xavi ve İniesta arasındaki pas bağlantılarını kesmeyi başaran Portekizliler geriden Xavi Alanso'nun oyunu kanatlara açan oyununada çok fazla imkan tanımadılar. İlk yarı boyunca Portekiz'de Coentrao defansta yapmış olduğu müthiş savunmayı ileriye çıkarakta gösterdi ve ilk yarı boyunca Ramos bu alandan pek etkili olamadı. İlk yarı boyunca oyunu iyi götüren Portekiz bir diğer başarılı isim Tiago ile golüde bulabilirdi ama bu noktada devreye Casillas girerek takımını kurtardı.
İkinci yarda ilk yarıdan pek farklı başlamamıştı ve bu sefer her iki takımda daha temkinli bir oyun planı üzerinde duruyordu. İkinci yarıda ilk hamle İspanya'dan bekleniyordu ve Del Bosque forvette etkisiz kalan Torres'i oyundan alarak yerine Lorente'yi soktu ve bu dakikadan itibaren Portekiz defansının arasına atılan toplar tehlikeli olmaya başladı. Xavi ve İniesta ikilisinin ceza sahası çevresinde paslaşmalarına fiziğini kullanarak duvar olan Lorente golün hazırlanmasınada zemin hazırladı. Almanya'da zaman zaman Klose'nin yaptığı şekilde takımın ileride top dağıtımına yardımcı olan Lorente topu ileride tutulmasını sağladığı gibi Portekiz defansının dengesini bozdu ve fizik güç açısından defans hattı yıprandı. Yine bu dakikalarda İspanya adına turnuvanın en iyi ismi olan David Villa sahneye çıktı ve Xavi'nin önüne bıraktığı topta ilk vuruşta maçın en iyi isimlerinden olan Eduardo'yu geçemese de ikinci pozisyonda topu ağlarla buluşturmayı başardı ve o dakikadan sonra oyun kontrolü maçın sonuna kadar İspanya'ya geçti.
Portekiz ilk yarı uyguladığı alan savunmasını terk edip, risk almaya ve Ronaldo'nun ayağına bakmaya başaldı.Turnuvanın en etkisiz oyuncusu olan Ronaldo maç boyunca ne bir tehlikeli şut ne de tehlikeli bir pozisyon girişiminde bulunabildi. Liedson ve Pedro Mendes'in oyuna dahil olması ile orta alanda topu tutup ileride etkili olma düşünceside pratikte çuvalladı. Queiroz'in golden önce oyunun başından beri en iyi isimlerinden biri olan Almedia'yı çıkarmasıda Portekiz adına hatalı bir hamleydi. Oyun planlarına baktığımızda Portekiz'in oyunun genelinde sağlam bir savunma felsefesi ile İspanya orta alan etkinliğini bitirmek ve bulabilirlerse Ronaldo ile bir gol atarak maçı koparma fikirleri açıkça ortadaydı. Golden sonra bunun tam tersine hücum hamleleri takıma pek olumlu yansımadı zira İspanya'nın öne geçmesi demek uzun paslaşmaların ın başlamasınında zamanı demekti. Orta alanda İspanyollar'ın ayağında topu alamadılar ve kupaya bu noktada veda ettiler. Portekiz'i eleyen İspanya ise yavaş yavaş turnuvaya ısınıyor. Yarı final şanslarınıda diğer ekiplere göre daha fazla ve kazanma alışkanlıklarını yeniden yakalamaları en büyük artıları olarak duruyor. Bosque'nin en büyük sıkıntısı Torres'i önümüzdeki turlarda ilk 11 başlatıp başlatmayacağı çünkü İspanyol oyuncu sakatlığın ardından yeterli performansı sergileyemiyor. Villa'yı bir çoklarına göre sol kanata mahkuk etmek hata ama Villa bundan pek şikayetçi görünmüyor ve şu an takımın en golcü ismi. Kazanan takım bozulmaz mantığından hareketle Paruguay karşısında da ilk 11 başlayacağını düşünüyorum Torres'in ve çeyrek final eşleşmesinde tura yakın olan taraf İspanya.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder