27 Ekim 2013 Pazar

Velev Ki Fenerbahçe Başkanıyım

Fenerbahçe yakın zamanda yeni bir kongre süreci yaşıyacak. Adaylar, vaatleri sürekli gündemde. Benim ne Fenerbahçe'ye üye olucak kadar param (10000 TL) ne de bana referans olucak külüp üyesi tanıdığım var. Dolayısıyla yazdıklarım hayal ürünü olup fantastik bir Fenerbahçe idealinden başka birşey değildir. Fenerbahçe'yi bir zenginler külübü üyeliğine büründüren bu saçma sisteme bir isyandır. 

Fenerbahçe başkanı olduktan sonra yapıcaklarım: 

1. İlk işim kendime onaylanmış bir twitter hesabı açtırmak. Taraftarın tüm öneri ve küfürlerine kulak verip, belli gün ve saatlerde hep beraber Galatasaray hesaplarını spamlamak.
2. Ben genellikle futbol maçları ve az da olsa basketbol maçları ile ilgilenirim. Bunun haricinde olan branşlarla ilgili zerre planım yok.
3. Basketbol takımı için Obradovic ile ömür boyu sözleşme yapmayı düşünüyorum. Obradovic rahat etsin diye market alışverilerini ve fatura ödemelerini de ben yapabilirim. Reisin kafası rahat olsun.
4- Futbol ve basketbol haricinde bayan voleybola ilgi gösterebilirim. Hatta onlarla antremana bile çıkabilirim. Erkek basketbolcularla işim olmaz, maçlarını dahi izlemem, kupa törenlerine katılmam, yaba gibi ellerini sıkmam.
5. Boks, kürek, masa tenisi, atletizm branşlarını işi bilenlere devir ederim. Atletizm branşının uluslararası yarışmalarda kazandığı yarışmalardan sonra Suat Kılıç ve cep telefonu tarafından kuşatılmasına müsaade etmem. Boks branşını girişiceğim kavgalarda kullanabilirim. Canım sıkılırsa kürek takımı ile boğazda gezerim, emin değilim. 
6. Futbol takımının oyununa müdahele etmem, maç sonunda leş gibi ter kokan soyunma odasına girmem. Antremanlara gidip çift kale maçta oynarım, performansını beğenmediğim oyuncuya çift dalarım. 
7. İlla takıma müdahele etmek istiyorsam, football manager'da Fenerbahçe'nin başına geçerim. Salih'i ilk 11'e, Selçuk Şahin'i satış listesine koyarım. 
8. Gerçek bir sportif direktör bulurum, imzaladığım sözleşmeye asla teknik direktör olamaz maddesini koyarım.
9. Uefa orginazyonlarında kulübü ben temsil ederim. Kura çekiminde sıcak top soğuk top muhabbetini yapar, İnfantino'nun keline şaplak atarım.
10. Stadın ismini değiştirir, önüne mutlaka sponsor alırım. Oradan gelicek parayı transfere harcarım.
11. Fenerbahçe stadında herkes istediği sloganı atabilir. Biri ''Bu kış komünizm gelicek'' derken diğeri ''Şeriat isteriz''isteriz diyebilir, skor avantajı yakalandıktan sonra ''Büyük Başkan bizi diskoya götür'' tezahüratına bile izin veririm ama kimseyi diskoya götürmem.
12. Stadta alkol ve tükürüklü köfte satışını teşvik ederim, ayran isteyene en yayık olanını temin ederim. 
13. Telegol, beyaz futbol, bizim stadyum vb. programlara asla bağlanmam,buraya bağlanan yeni eski tüm başkan ve yöneticileri külüpten ihraç ederim. Feridun  Nidelioğlu'na haber sızdıranın gözüne lazer tutarım. 
14. Taraftar ile beraber deplasman maçlarına giderim. Protokolde oturmam golden sonra hareketimi yaparım. 
15. Konya Torkuspor maçının biletlerini 300 tl yapmam,fiyatları makul tutar herkesi stada davet ederim.
16. Futbol sezonu olmadığı yaz aylarında, stadı düğün için kiraya verebilirim. Konser, konferans işlerinde parayı verdiğiniz zaman stadı kiralayabilirsiniz. 
17. Takımın giyeceği formalar için mutlaka taraftara danışırım, internet sitesini daha güzel bir tasarıma kavuştururum. Fb tv'de her akşam mutlaka 6-0 'lık Galatasaray maçının görüntülerini yayınlatırım.
18. Altyapıya önem vericem deyip, sonra altyapıyı unutmam. En iyi antrenörlerle çalışır,alt yapı için en iyi tesisleri kurarım.
19. Fenerbahçe Üniversitesi'nde akademik yılın açılış konuşmasını yaparım, yumurta atmak isteyenlere imkan sağlarım, sözümü kesenleri kınarım. 
20. Scout sistemini gerçekten kurarım, Tayland 2. ligini takibe alırım. 
21. Ekşi sözlükte sürekli Fenerbahçe başlıkları açar, her Fenerbahçeli yazarın entrylerini şükelaya boğarım.
22. Sabaha kadar devam edicek bu maddeleri tadında bırakır, pazar gününüze güneş gibi doğarım.

26 Ekim 2013 Cumartesi

Fenerbahçe 3 Gaziantepspor 1

Cuma günü basketbol maçıyla çakışan saatte bir futbol maçı, seçim yapmak taraftar açısından zordu ama ben futbolu seçtim. Son maçlarda Fenerbahçe'nin geçen seneye oranla daha istekli ve oyunu rakip sahada oynamaya iştahı olduğunu gözlemliyoruz. Ersun Yanal'ın takıma kattığı değişim yavaş yavaş takımın karakteri olmaya başlıyor. Oyunun başlamasıyla rakip sahaya yerleşim ve ön alan presi son zamanlarda izlediğimiz en güzel Fenerbahçe'yi ortaya çıkardı. Sakatlara rağmen yine iştahlı bir Fenerbahçe sahada vardı. Özellikle Alper Potuk bence maçın adamıydı. Fenerbahçe formasıyla son yıllarda bu kadar dominant bir orta saha izlemedim. Gole yaptığı katkı bir yana oyun iştahı ve fiziksel gücü gerçekten insanı etkiliyor. Değişmez 11 elamanı olmalı. Kayseri Erciyespor maçında galibiyeti getiren Emenike yine iş başındaydı ve 2 gol ile ritmi buldu, Sow kaldığı yerden devam etti. Her iki oyuncunun bu seviyeye gelmesinde Ersun Yanal'ın kadroyu adil dağıtmasının ve oyuncuları daha fazla mücadele etmeye yönlendirmesinin katkısı büyük. Hem Sow hem Emenike kadroya dahi giremedikleri haftalardan sonra şu an ilk 11'nin vazgeçilmezleri konumuna yükseldiler. Bu hamlelerdeki başarılarından dolayı her ne kadar hala anlamlandıramasamda, Ersun Yanal'ın, Baroni tercihini de fazla sorgulamama kararı aldım. 


Fenerbahçe'de sıkıntılı olarak gözlemlenen nokta skor avantajından sonra 2. yarı belli bölümlerde yaşanan rehavet ve 3. golü bir türlü bulamayıştı. Gaziantep'in oyuncu değişiklikleri ile golü arama isteği arttığı dakikalarda Volkan'ın yine gereksiz hareketlerini de görme fırsatı bulduk. Önce Webo sonra Salih değişikliği ile Ersun Yanal oyuna müdahale etmeye çalıştı. Özellikle Salih'in muhteşem çalımı ardında yaptığı asist görülmeye değerdi. Salih'in de takıma monte edilmesi gerçekten büyük bir kazanım olur. Sakatlıktan çıkan Alves kısa bir süre sahada yer aldı. Gökhan ve Meireles'in dönüşü ile birlikte ilk 11 artık netleşmeye başladı. Her ne kadar Ersun Yanal özellikle orta saha rotasyonunda fazlaca isme yer verse dahi, önümüzdeki sert fikstür göz önüne alındığında oynamaların kupa maçlarına kaydırılacağını söyleyebiliriz. Şu an form durumları göz önüne alındığında Bursa maçıyla başlıyacak süreçte takımda Gökhan-Alves ve Meireles dışında bir oynama olucağını sanmıyorum. Bunların içerisinde en geç Meireles'in dönüşü beklendiğine göre Alper Potuk her maç sahada olmalı. 

Fenerbahçe'nin dünkü presi ve ilk yarıdaki oyun iştahı taraftarı çok sevindirdi, Fenerbahçe taraftarı kesinlikle önde basan, tribün tabiriyle ısıran bir Fenerbahçe istiyor. İlk yarının tamamı ve ikinci yarının daha az bir bölümünde bunu gözlemledik. Bu oyunun maçın tamamına yayılması ise uzun vadeli bir iş. Takımın birlikte oynama alışkanlığı ile arttıracağı belki de sezon planlaması yapılırken özellikle ligin ikinci yarısı için saklanan bir hamlesi. Ersun Yanal ve ekibini kutlamak gerek, lider Fenerbahçe kafalardaki soru işaretlerini yok etmiş durumda. Şimdi Bursa, Galatasaray ve Beşiktaş maçlarında yapıcaklarını izliyeceğiz. Buradan alınacak her galibiyet şampiyonluk için bir hamle daha demek. Tam maçı izleyemesem de buradan Fenerbahçe Ülker'e özellikle Obradovic'e de selam olsun.

21 Ekim 2013 Pazartesi

Kayseri Erciyespor 1 Fenerbahçe 2

 Sakatlar kervanına Gökhan Gönül ve Mehmet Topal'ı ekleyerek gittik Kayseri deplasmanına. Sağ bekte Mehmet Topuz'un oynuyacağı belliydi ama orta saha için büyük soru işaretlei vardı kafamda. Nitekim Ersun Yanal'da orta alanda beklentilerin aksine Holmen-Alper ikilisinin yerine Emre-Baroni'yi tercih etti. Fenerbahçe'nin oyunun başlangıcı ile ön alan presi ve paslaşması çok iyiydi. İlk golü kendi başlattığı atakta Mehmet Topuz'un muhteşem ortasına vurduğu kafa ile Sow attı. Fenerbahçe golden sonra oyunun hakimiyetini kaybetmedi ancak ritmi biraz zayıfladı. Kayseri'nin maç boyunca en güzel işi frikikten attığı goldü. Gerçekten çok güzel bir golle eşitliği yakladılar. Golden sonra Fenerbahçe golü aramaya devam etti ama başarılı olmadı. Caner'in gereksiz hamleleri ilk yarının sonunu daha da karmaşık hale getirdi. Ersun Yanal'ın hamlesi çok doğruydu, Caner'in oyundan atılacağı ortadaydı. 

İkinci yarı Fenerbahçe, Kayseri defansını açmak için çok şey denedi. Sow, Kuyt, Webo birçok pozisyona girdi ama gol gelmedi. Maçın başından beri savunmayı düşünen Kayseri'nin direnci daha da artmaya başladı. Alper ile yakalanmak istenen ritm arayışı sonuç vermeyince aynı Trabzonspor maçındaki gibi Emenike'de oyuna alınarak 4 forvetli sisteme döndü Ersun Yanal. Kayseri Erciyes gole giderken Egemen'in kaptığı top önce maçın en kötülerinden Baroni'ye oradan Kuyt'a geldi. Kuyt oyun zekasını kullanarak ortayı Emenike'ye doğru yaptı ve en geç gelen en güzel gol ile Fenerbahçe 90+ 'da golü buldu ve sahadan 2-1 galip ayrıldı. Önce Kasımpaşa deplasmanında uzatmalarda gelen gol ardından Kayseri Erciyes karşısında yine uzatmalarda gelen golle takımın şampiyonluk inadı bir kez daha gözler önüne serildi. Kasımpaşa maçından sonra şampiyon olduğumuz sezon Sakaryaspor maçında uzatmada atılan golü örnek vermiş ve Fenerbahçe'nin şampiyonluk yürüyüşü başladı demiştim. Bu hamleyi bir kez daha tekrarlayarak Fenerbahçe inadını göstermiş oldu. Golden sonra kulübenin ve tüm oyuncuların göstermiş olduğu sevinç harikaydı. 

Fenerbahçe'nin sorunları bitti mi, hayır. Fenerbahçe'nin hali hazırda  orta sahada kimin oynuyacağı sorunu var. Golün gelmedi dakikalarda tüm forvetleri sahaya sürmek her maç maçın kilidini açmaz nitekim Trabzonspor maçında bu plan işlemedi. Bununla birlikte 4 as oyuncudan yoksun çıkılan bir deplasman maçında alınan bu galibiyet çok önemli. Takım geçtiğimiz 2 yılda şampiyonluğu deplasmanlarda kaybettiği puanlarla Galatasaray'a kaptırdı. Bu sezon Konyaspor maçı haricinde hep galibiyet yakaladık. Son dakikada da gelse goller önemli olan alınan 3 puan. Üstelik her iki maçta son dakikada gelen goller normal sürede gelecek diğer gollere nazaran daha büyük tahribat yaptı rakipler üzerinde. Takımın gol araması ve mücadeleyi bırakmamasından memnunum. Bazı sorunlar var ve henüz mükemmel değiliz ancak hoca da bunun farkında olduğunu sık sık basın toplantılarında dile getiriyor. Son dakikada gelen gol beni çok keyiflendirdi, şampiyonluk yolunun çok önemli maçlarından ve en önemli gollerinden biri olucak bu maç. Bir kenara not edin.

7 Ekim 2013 Pazartesi

Fenerbahçe 0 Trabzonspor 0

Yine bir Trabzon maçı, Kadıköy'de yine ağlarla bir türlü buluşmak istemeyen top. Son maçta kaçırdığımız şampiyonlukta da böyle olmuştu. Oyun rakip sahaya yıkılmış, heyecanlı bir şekilde gol aranmış, o heyacan giderek takımı esir almış ve sonunda şampiyonluk kaybedilmişti. Dün akşam şampiyonluk maçı oynamıyordu Fenerbahçe ama golü bulmak için aynı o maçtaki gibi acele ediyordu ve sonuç o maçı hatırlatırcasına yine beraberlik oldu. Trabzon deplasmanında kendi evindeki gibi rahat oynayan Fenerbahçe, kendi evinde ise aynı Trabzonspor deplasmanında oynaması gerektiği gibi aceleci oynuyor.  

Alves'in ani sakatlığı sonrası defansa Bekir yerleşmiş, Meireles'in sakatlığı sonrası orta sahaya Holmen dahil olmuştu. Takım maça hızlı ve istekli başladı, takım kadar taraftarda bir an önce gol görmek, Trabzonspor'u mağlup etmek istiyordu. İlk maçlarda takımı öne iten ve pozisyonlara sokan bu  istek maçın ilerleyen dakikalarında takımın el freni olmaya başladı. Bu istek o kadar şiddetini arttırdı ki, Ersun Yanal bile bundan nasibini aldı. Orta alanı tamamen ele geçirmiş Fenerbahçe sahadayken, orta sahadan oyuncuları çıkarıp forvetleri sahaya sürmeye başladı. Fazla forvet fazla hücum yanılgısına düşmesi yetmezmiş gibi bu sefer boşalan Fenerbahçe orta sahasından yararlanan Trabzonspor ikinci yarı ile birlikte yüklenmeye başladı. Webo haricinde Sow, Kuyt ve sonradan oyuna giren Emenike kötü olunca gol de bir türlü gelmek bilmedi. Gol gelmeyince Trabzonspor'un direnci arttı, moralllendi, Fenerbahçe ise bir o kadar panikledi, plansız ve aceleci hücumlarını çoğalttı ve hızla takım uyumundan koptu. Caner'in devam eden müthiş performansı bu maçta devam etti ama Gökhan'ın performansı hala yeterli seviyede değil. Orta alanda sık yaşanan rotasyon takımın bir kurgu yakalamasını engelliyor ama bununla birlikte hücuma gitme isteği, şut çekme sayıları ve takım halinde yakalanan koşu mesafeleri umut verici. Fenerbahçe daha ligin 7. haftasında olduğunu unutmasa, 3 puana uzanan taraf olucaktı ancak Trabzonspor ile yaşananlardan da kaynaklananlar nedeniyle hızla oyun aklından uzaklaştı. Bu gerilim maç sonunda oyuncular arasında kavgaya bile neden oldu.

Fenerbahçe iyi yolda, hücum isteği ve oyun iştahı çok iyi, dün eksik olan gol giderilebilir bir sorun. Fenerbahçe'nin asıl sorunu yabancı kontenjanı nedeniyle dışarıda kalan oyuncular, bazı oyuncuların yedek kaldıktan sonra yaşadıkları performans düşüklükleri ve sık yaşanmaya başlayan sakatlıklar. Bu açıdan Kayseri Erciyes maçı öncesinde milli takım arası önemli. Oynama şansı bulamayan ve sakatlıktan çıkan oyuncular için bir hazırlık maçı gerekli. Takım ve seyirci  havaya girdi, rakipler bu kadar kötü durumdayken şampiyonluk yolunu yarılamak lazım.