Milli takım sanki çok iyi becerebiliyormuş gibi tüm hazırlık sürecini beraberlik bize yeter,1 puan iyi havası ile geçirdi. Kadro yapısıda bu söyleme uydurulunca ortaya son zamanlarda izlediğimiz en kötü milli takım performanslarından biri çıktı. Hiddink'in tercihlerini artık kanıksamış durumda bir taraftar kitlemiz var. Çağlar ile birlikte Colin Kazım'ın sahada neden olduğuna dair benim net ve mantıklı bir fikrim yok. Oyun planımızım neredeyse 6 kişilik bir savunma hattı ve öndeki oyuncuların yaratıcılığına bırakıldığını ise açıkça söyleyelim. Maça bu tutukluk ve defansif anlayış ile başlayınca seyirci desteği ile birlikte kalemizde pozisyonlar görmeye başladık. Defansta Volkan'ın verdiği pasa sol ayağı ile vuramayan ve ıskalayan bir sol bekin varlığı eklenince ortalan top Belçika forveti tarafından ilk pozisyonun ardından tanınan ikinci şut şansı ile ağlarımıza girdi. Dakika 5 olmadan maça dair kurgulanan tüm bu defansif oyun aslında bu golle bitmişti. Bizim defans yapabileceğimiz olan inancımız ve bunu yapabilmemiz toplam 5 dakikayı geçmez. Yenilen golün ardından klasikleşen dağılma halimiz ortaya çıkınca önce Volkan bir topta boşa çıktı, ardından yakalanan başka bir konner vuruşunda top Selçuk Şahin tarafından son anda engellendi. Bu top gol ile sonuçlansa dakikalar 20'yi göstermeden bu maça dair tüm ümitlerimiz bitmiş olacaktı.
Biraz dağılan karamsarlık havasının ardından yapılan 2 dakikalık bir pas organizasyonu neticesinde golü hemen bulduk. Bizim yapabileceğimiz oyun bu, topa sahip olmak, ısrarla pas yapmak ve karşı kale önünde etkili olmak. Bunun haricindeki hiçbir oyun bize uygun değil, defansif anlayış ise neredeyse genlerimizde olmayan bir beceri. Golü bulduktan sonra yeniden ilk plana dönüldü, beraberlik iyi sonuç. Başladılar topu ileriye uzun oynamaya. Kazım, Belçika defansı arasında eriyip bitmiş durumda yerden yere vuruluyor ama biz ısrarla aynı kurgu ile yükleniyoruz. Semih Şentürk ve Cenk Tosun yerine aday kadroda bile olmaması gereken Kazım''ın fizik gücünden!! yararlanmayı düşünüyoruz. Düşünmeye ve hayal kurmaya devam edin. İkinci yarı ise karşı kale etkinliğimiz neredeyse yok .Rakip oyuncu değişiklikleri ile oyunu değiştirmeye gol bulmaya çalışıyor biz sadece kendi sahamıza yaslanmak ile meşgulüz. Volkan'ın kurtardığı şutlar, rakibin kaçırdığı goller akıllanmamızı sağlamıyor. Orta saha direncimiz yerlerde, rakibi kovalayamıyoruz bile ama değişiklik falan yok. Derken bir pozisyon ve Belçika penaltı kazandı. Kötü bir vuruşla penaltı kaçınca aklımız başımıza geldi. Önce orta alan için Mehmet Topal ardından forvet için Semih Şentürk nihayet sahaya girdi. Arda sakatlanınca Mehmet Ekici oyuna dahil oldu ve 5 dakika içerisinde sakladığı top ve yaptığı paslaşmaları gören bir hoca kendinden utanmalı. Böylelikle maçı tamamladık ve 1 puanı alıp evimize döndük. Benim kadro seçimi ve ilk 11 ile başlayan hayal kırıklığım, ardından sergilenen oyunu görünce daha da arttı. Milli takımın ikinciliği ya da play-off eşleşmesi neticesinde Euro 2012'ye gideceğinedair umutlarım çok az. Hocanın gitsem mi kalsam mı geyiğinden başlayarak kadro seçimleri ve oyun anlayışına kadar milli takım kulüplerimizden daha kötü bir durumda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder