Fenerbaçe'nin şampiyonluk yolunda ilerlerken artık klasikleşen bazı durmları var, Trabzonspor öne geçmeden gol atmamak gibi. Kadıköy'de bizi erken gollere o kadar alıştırdılar ki, 5 dakikada gol gelmeyince huzursuzlanmaya başlıyorum. Maça geçen haftaki kadroyu bozmadan seyircinin desteği ile güzel bir başlangıç yaptık. Ancak Ankaragücü'nün kolay teslim olacağı görüntüsü sahada yoktu buna kaptırdıkları topların geri dönüşünde yaptıkları Ersun Yanal futbolunun en önemli özelliği olan taktik faullerde eklenince maç sertleşmeye başladı. Bu dakikalarda Sestak'ın çok kısa bir sürede Stoch ve Santos'un bileklerine yaptığı darbeler hakem tarafından uyarı ile geçilince oyun tam bir kaosa doğru evrilmekteydi. İleride Gökhan'ın bindirmelerini ararken soldan Stoch etkili bir atak geliştiremiyordu. Arka arkaya bulunan 2 golle Trabzon öne geçince biz yine geriden gelmek zorunda kaldık. Kaptan işin bu şekilde çözülemeyeceğini anlayan ilk kişi olarak resitalini başlattı. Çok kısa bir zamanda önce penaltı ile öne geçtik ardından yine kaptanın akıl dolu pasında Niang yerde kalınca ikinci penaltıya kavuştuk. Kalecinin atılması ve Vittek'in oyundan çıkarılması neticesinde Ankaragücü'nün defans ve ofans dengesi 5 dakika içinde çöktüğü gibi skoru çevirecek motivasyonlarıda sıfırlandı.
İkinci yarı başlangıcında aslında hem Fenerbahçe hem Trabzonspor bu maçlarla ilişkilerini kesip son haftayı düşünmeye başlamışlardı.Her iki takımda rakiplerinin maçın skorunu çeviremeyeceğinin farkındaydı. İkinci yarı başladıktan sonra yine bir ara pasta Niang düşürüldü ve üçüncü penaltıda gole çevrildi. Taraftarın havaya girmesi ile Fenerbahçe pas yağmaya ve oleyler eşliğinde rakibi bunaltmaya devam etti. Duran top hasreti çekenlere bu sefer frikik ile gösteri sunan kaptan oyunu artık tamamem kişisel şovuna çevirmişti. Bu dakikadan sonra Aykut Hoca son maçıda düşünerek kart sınırında olanları kenara alıp yerlerine Bekir-Baroni ikilisini dahil etti. Bekir zaman zaman oynadığı sağ bek mevkisinde Gökhan'ı o kadar güzel takip etmişki onun gibi rakibini çalımlayarak ceza sahasına girdi ve rakibe çarpan şutu neticesinde golü buldu ve skoru 5-0 taşıdı. Artık seyirci dahi biraz soluklanma ihtiyacı isterken kaptan 6-0'ların tarihsel önemine vurgu yaparak jeneriklik bir aşırtma golü ile perdeyi kapadı. Son maçlar öncesinde avantaj bizim elimizde ve başka bir takım bu durumda olsa şampiyonluğuna kesin gözle bakılabilir ancak bizim yaşadığımız acı 2 tecrübe hem medyayı hem futbolcuları ve yöneticileri en çokta taraftarı ihtiyatlı davranmaya itiyor. Son hafta ne iyi futbol ne bol gol gibi bir beklentim yok. Şampiyonluğa uzanan yolun son maçında bir kazaya kurban gitmemek için deplasman karakterimizin aksine ilk dakikadan itibaren müthiş bir istek ve arzuyla rakibin üzerine yüklenmeyi ve mümkünse bu sefer Trabzon'dan önce golü bulmamızı istiyorum.26 yaşındayım ama benim kalbim bile bu son maçı kaldırabilecek düzeyde mi bilmiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder