Dünya Kupası elemelerinde son 2 maçımızı oynuyacağız. Son Bosna maçından sonra kimsede heyecan kalmadı. Milli takımın Güney Afrika'ya gitmesi için artık mucizeler gerekiyor. Milli takım özellikle son 2 maçın ardından iyice tartışılmaya başlayacak ve Fatih Terim özelinde milli takım eleştirilerin muhatabı olucaktır. Türk futbolunun en önemli sorunlarından biri olan istikrar Euro 2008'in ardından yeniden gündemimizde. Fatih terim özellikle oyuncu tercihlerinde sıkça eleştirildi elemeler boyunca. Kadroya çağrılmayan ya da milli takıma kazandırılamayan yıldızlar kadar çağrılan oyunculardan kurulan kadrolarda eleştiriğinin odağında. Milli takımın son aday kadrosuda dahil olmak üzere Fatih Terim'in açıkladığı her kadro maç başlayana kadar eleştiliyor. Bu eleştiriler haksızda sayılmaz. Beşiktaş'ta dökülen Rüştü Reçber, İbrahim Kaş, Yusuf Şimşek ve Nihat Kahveci kadroda. Takımında henüz premier lig'de ilk 11 şansı yakalayamayan Tuncay Şanlı kadroda. Form açısından çağrılan oyunculardan daha iyi durumda olan Fatih Tekke ve Rubin Kazan ile Şampiyonlar Ligin'de mücadele eden Gökdeniz Karadeniz yok. Bu oyuncuların yanı sıra geçtigimiz senelerde takımlarında forma giyemeyen ya da formsuz olan veya sakatlıktan yeni çıkmış Emre Belözoğlu, Tümer Metin'in milli takım kadrosundaydı. Fatih Terim görevde olduğu sürece kafasında kurmuş olduğu oyun planını uygulayacak oyuncuları seçti. Bunların mevcut form durumları ile hiçbir zaman ilgilenmedi. Ligde çok iyi performans gösteren oyuncular takıma asla alınmadı. Bu oyuncuların kurtardıkları maçlar olmadı mı, elbette oldu. Bu galibiyetler Milli Takıma dönemsel başarılarda kazandırdı ancak şu an içinde bulunduğumuz durum bu seçimlerin yanlışını ortaya koyuyor.
Fatih Terim'in başarısız olduğu yada milli takımın organizasyonların uzagında kaldığında bu eleştirileri yapmak elbette kolaycılık olarak görülebilir. Ama milli takımın mevcut durumunu başka türlü izah edemeyiz. Disiplin sevmeyen kimliğimizden mi yoksa her işte kolaycılığa kaçtığımızdan mı bilinmez miilli takım asla kadro istikrarını yakalayamadı. Sakatlıklar ve cezalı oyuncularda elbette bunda etkili oldu. İngiltere milli takını saymaya kalktığımızda sayıcağımız oyuncu isimleri ve sahaya süreceğimiz 11, bir iki istisna hariç bellidir. Bu değişikliğide rakipe göre oyuncu seçimi ya da hocanın tercihi olarak yorumlayabiliriz. Bizde ise durum tam tersi. Her yapılan aday kadro süpriz isimler, formsuz oyuncular, takımlarında dahi forma şansı bulamayan oyunculardan geçilmiyor. Milli takım adeta rehabilitasyon görevi görüyor. Bu seçimlere birde Fatih Terim'in egoları eklenince ortaya böylesine vahim tablolar çıkıyor.
Milli takımın aday kadrosu ve çağrılmayan oyuncular yanında bir diğer sorunuda elden kaçan yıldız oyuncular. Özellikle gurbetçi oyuncuların çok sık yaşamayağa başladığı hangi milli takımda forma giymeliyim sorusu zaman zaman çok ciddi bir problem halini alabiliyor. Oyuncuların kişisel tercihleri bir yana, zaman zaman okuduğumuz röportajlarında milli takım yetkililerinin ilgisizliklerinden de dem vuruyorlar. Miili takım yetkilileride bunun aksine oyuncalara çağrı yaptıklarını, Avrupa'daki oyuncuları takip ettiklerini ve miilli takımı seçmeyen oyuncaların yaşadıkları ülke milli takımını daha en baştan seçtiklerini söylüyorlar. Kişisel tercihleri olanlar bir yana Alman milli takımında oynayan Serdar Taşçı ve özellikle Mesut Özil başta olmak üzere; İsviçre mili takımını seçen Eren Derdiyok ve Gökhan İnler milli takımızı seçseler yada milli takıma kazandırılsalardı bugün hem kadro açısından hemde başarı açısından daha farklı bir takım konuşuyor olabilirdik. Elbette daha başka birçok oyuncuda Türk Milli Takımı yerine yaşadıkları ülke milli takımlarını seçmişlerdir.
Dünya kupasını muhtemelen televizyonda başka ülke milli takımlarını izleyerek geçireceğiz. Yine başka takımların gol sevinçlerine ortak olup başka yıldızların kaçırdıkları gollere üzülücez. 2008 Avrupa Şampiyonasın' da yarı final oynayan takımlar içerinde Afrika 2010'a katılamayan tek takım olacağız. Orada yer alıcak birçok takımdan iyi olduğumuzu bilmemize ragmen gidemediğimiz için üzülmeyeceğiz çünkü oraya katılmayı hak edicek bir takım ve antrenör performansı sergileyemedik. Tüm bu olanları düşündüğümüzde daha iyi bir sonuç bizi bekleyemezmiydi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder