Kadıköy'de her sene geleneksel hale gelen bu sefer olur mu acaba sorusu bir kez daha hayır olarak cevaplandı. Maça fırtına gibi giren ilk pozisyonda Emre topla karışık Baros'a girince maçın sertlik dereceside açıkça belli oldu. Son dönemde formsuz olan Santos'un yedek bırakılarak bu bölgede Vederson'a görev verilmesi ve Kazım'ın forvet olarak yine sahaya çıkması geçtigimiz haftalarda yaşanan formsuz 11'ler den kurtu lmamızı sağladı. Nitekim bu diziliş Galatasaray'ın etkili olduğu Keita ve Arda bindirmelerine karşı önlem niteliğindeydi. Kanatlardan geliştirilen ataklarda Fenerbahçe'nin sol bölgesinde Bilica ve Cristian kanat oyuncularına defansta yardım ederken sağ kanattaki pozisyonlarda ise Emre defansa yardımcı oldu. Bu diziliş o kadar başarılı olduki Arda erkenden oyundan alınırken Keita kendini kontrol edemeyip Carlos'a yumruk attı ve kırmızı kart gördü .Bu yanlışlar Galatasaray'ın Kadıköy stresi ile de birleşince sonuç ortaya çıktı.Oysa ki 2-0 ın ardından Galatasaray golü hemen bulmuş ve oyunu dengelemişti.
Daum bu sefer Gaziantep maçındaki gibi oyunu seyretmedi ve Guiza-Santos değişikliği ile oyuna müdahale etti ve 10 kişi kalan Galatasaray'a karşı zaman zaman şişirme toplar ve hatalı paslar çoğalsada Guiza'nın attığı golle maç 3-1'e geldi ve Fenerbahçe 3 puanı almasını bildi.Uzun bir süre sakatlık nedeni ile dinlenen Alex bir kez daha sahada farkını ortaya koydu ve attığı 2 golle takım adına en pozitif işi yapan oyuncuydu.Emre ve Cristian'ın orta alandaki mücadeleci ve zaman zaman oyun kurallarını aşan sertliği takımın direncinide arttırdı.Lugona ve Bilica defansta mükemmelken Carlos profosyonelliğini konuşturduğu maçta solda hem güzel bir oyun ortaya koydu hem de Keita'nın atılmasını sağladı.Oyuna girdikten sonra Santos'un topu ileri taşıması,faul alması ve girdiği pozisyonlar Alex'in bölgesinde oynatılmasına rağmen onun adına pozitifti.
Galatasaray'ın Kadıköy'de kazanamamasının nedenin psikolojik olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Takımın bel bağlanan iki oyuncusu Arda ve Keita hiçbir varlık gösteremediği gibi Keita gördüğü saçma kırmızı kartla takımınıda yalnız bıraktı. Elano'nun Kewel yerine sahada yer alması Arda'nın sol kanata geçmesi ve takımın dizilişinde yaşanan değişiklikler Galatasaray'ı olumsuz etkiledi. Arda'nın kendisine bütün takımın bel bağladığı bir maçta ufak bir tahrikte kendisini kaybetmesi psikolojik olarak maçı neden kaldıramadığının bir resmiydi. Aynı derecede kendisine faul çalınacak ve Carlos'un kart göreceği pozisyonda yere düşerken yumruk atan Keita'da derbinin stresini kaldıramadı.
Maçın öncesinde çıkan kavgayı fırsat bilip sahaya yabancı madde atanlar ve maç boyunca anlamsız bir yeşil lazeri rakibin gözüne tutmaya çalışanlar artık sahalardan elensin mümkünse. Ne olursa olsun sahaya madde atma hakkınız yok ve onlarda kendi sahalarında atıyor gibi sığ bir yorumuda kabul etmiyorum. Oyunun ön plana çıktığı bir maç izlemek her zaman daha iyidir. Yan hakemin kafasına gelen maddeye rağmen maça çıkması çok büyük bir özveriydi ben olsam sahaya çıkmayı reddederdim. Bünyamin Gezer gene höh höd ile maçı götürmeye çalıştı. Kazım aleyhine verdiği o kadar hatalı kararlar ve vermediği kartlar var ki gerçekten böylesine büyük bir derbide en azından Fifa kokartlı bir tercih yapılmalıydı. Netice'de Fenerbahçe kendi evinde oynadığı maçta aldığı galibiyetle liderliği sürdürdüğü gibi arkadan gelen Bursaspor'da 2. lik koltuğuna oturdu. Baros'un sakatlığının ciddiyetide düşünüldüğünde maçtan Galatasaray en zararlı çıkan takım oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder