6 Ağustos 2015 Perşembe

Shakhtar Donetsk 3 Fenerbahçe 0


Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunda 2 maçta gol dahi atamadan Shakhtar Donetsk'e elendi. Fenerbahçe Avrupa'da yoluna, Avrupa Ligi play-off mücadelesi ile devam edicek. Kuraya seribaşı olarak girmediğimizde eşleşiceğimiz rakiplerin zorlukları hakkında az çok fikir sahibiydik. Rakipler netleşmeye başladığında kura çekmedeki talihsizliğimizi düşündüğümüzde kesin Shakhtar'ı çekeriz diyen grup yine yanılmadı. Ligi hüsranla bitiren ve teknik direktörü ve takımını yenileme yoluna giden Fenerbahahçe yeni sezon hazırlıklarının henüz 4. haftasında Avrupa'nın son 10 yılında aynı sistemi sürdüren takımlarından biriyle eşleşti. İki takım arasında bireysel oyuncu kalitesi anlamında belki bir fark yok ancak iki takımdan biri yıllardır aynı hoca ile aynı sistemi ezbere oynarken diğeri yeni bir hoca ile yeni bir sistemi üstelik saha içi yanlışları çokça yaparak uygulayamıyor. 



Fenerbahçe'yi bu turda ön plana çıkarıcak ya da avantajlı konuma geçiricek yıldız isimlerin performansı idi. Rvp ilk maçta çok kısa bir süre oynayıp deplasmandaki maçta sakatlık nedeniyle hiç forma giyemezken, Nani her iki maçta sahada yer almasına rağmen yokları oynadı. Bu isimler içerisinde her iki maçta diğerlerine göre daha iyi bir oyun ortaya koyan Kjaer ise 2. maçta oyundan atıldı. Kağıt üzerinde oluşan bu yıldız farkı sahada yok oldu gitti. Futbol tamamiyle iyi bir planı uygulayanın kazandığı bir oyun. Shakhtar bu turu hakederek bir üst tura geçti. Bizim bu noktada karalar bağlamadan yolumuza devam etmemiz gerekiyor. İyi bir takıma karşı çokta hazır olmadığımız bir dönemde 2 maç yaptık ve kaybettik. Oyuncuların performansları hakkında kafa yormakla birlikte asıl düşünmemiz gereken oyun sistemimiz. Takım her iki maçın belli dakikalarında iyi bir ön alan presi yaptı. Bu presi geliştirmek ve oyunun daha geniş bir bölümüne yaymak zorundayız. 4-4-2 asıl sistemimiz olucaksa buna uygun bir orta alan ve kanat isimlerine yer vermeliyiz. Çok fazla istekli olmasına rağmen Diego'nun özellikle ikinci maçta oynadığı futbolla bunu yapamıyacağı ortada. 



2 yıldır Avrupa'da yokuz, geçmiş yıllarda topladığımız takım puanını kaybettik ve şimdi odaklanmamız gereken asıl iş ligde şampiyon olmak ve Avrupa Ligi'nde yer alarak puanlarımızı arttırmak. Ligi 2. bitiren kim olursa olsun şu noktada 2 tur geçip Şampiyonlar Ligi'ne kalıcak düzeyde değil. Hele bizim gibi ligi geç başlıyan takımların ligleri daha önce başlıyan Doğu Avrupa takımlarına karşı hazır olma ihtimali çok daha zor. Son bir sözüm de hocaya. Heyecanını, hırsını, hücum planını takdir ediyor ve zamnla Fenerbahçe'nin daha iyi bir noktaya geliceğini düşünüyorum. Tüm bunlara rağmen skor ve oyun ne olursa olsun sahada kalmaya çalışsın, maçın en önemli anında tribüne gönderilmenin kimseye faydası yok. Enseyi karartmadan yola devam edelim ve takıma biraz süre tanıyalım. 

26 Mayıs 2015 Salı

2014- 2015 Sezonu ve Gelecek


2014-2015 futbol sezonu Fenerbahçe açısından her anlamda başarısızlıkla sona erdi. Geçen sezonu nisan ayında şampiyon bitirmiş, kadrosunu korumakla birlikte Diego gibi önemli bir ismi kadrosuna katmış Fenerbahçe, aslında sezon öncesi kendi ayağına sıkarak  bu yarışa girdi. Son yılların en istekli ve en iyi futbolunu oynatan Ersun Yanal saçma sapan nedenlerle takımdan gönderildi. Yerine hiç Süper lig tecrübesi olmayan İsmail Kartal ile devam edildi. ''Başarı İsmail Kartal'ın başarısızlık benim.'' sözü bizzat Aziz Yıldırım tarafından söylendi. Geline noktada İsmail Kartal'da, Aziz Yıldırım'da, Fenerbahçe'de başarısız. Lig şampiyonluğu 2 antrenör, 3 başkan değiştirilmiş Galatasaray'a kaptırıldı. Bu noktada bunu artık değiştiremiyeceğimize göre gelin neler yapabilirize kafa yoralım. 



Aziz Yıldırım bu sezonki başarızlığın en büyük sorumlusu. Takım ve antrenörle oynama merakı ve bitmek tükenmek bilmeyen egosu geldiğimiz noktanın en büyük nedeni. Mayıs ayının sonunda yapılacak kongrede kendisi yeniden aday. Karşısında adaylığını ilan etmiş kimse yok, olmasıda beklenmiyor. Yani şampiyonluğu kaybettiğimiz mayıs ayında, şampiyonluğun kaybedilmesinin en büyük sorumlusu Fenerbahçe kongresi tarafından yeniden seçilecek. Aziz Yıldırım bu adaylığının son olduğunu söylüyor bundan sonraki süreçte aday olmayacağını dile getiriyor. Ben 3 Temmuz davasının yeniden yargılama süreci bitmeden başkanlığı bırakacağını sanmıyorum. Kısaca özetleyecek olursak Fenerbahçe'nin yeni yapılanması da Aziz Yıldırım tarafından yapılacak. Bu yapılanma eskisi gibi müdahaleye açık, yönlendirilebilen ve sıklıkla son sözü yine Aziz Yıldırım'ın söylediği bir şekilde tamamlanıcak. Yani batı cephesinde değişen birşey yok!!  



Aziz Yıldırım'ın ilk hamlesi İsmail Kartal ile vedalaşmak olucak. İsmail Kartal istifa etmiş ya da görevden alınımış bunun pek bir kıymet-i harbiyesi yok. Başarısızlığın 2 numaralı sorumlusu İsmail Kartal ile yollar ayrılacak. Sezon boyunca şampiyon takımı bir türlü istenilen düzeyde oynatamayan, Emenike ısrarı ile bütün sezonu piç eden, yaptığı değişikliklerle Fenerbahçe taraftarını çileden çıkaran İsmail Kartal yeni sezonda takımın başında olmayacak. Yeni sezonda ''Haddimizi bilerek oynadık'' , ''Bu maça iyi hazırlandık'' gibi klişe beyanları duymayacağız. Futbolculuğuna sonsuz saygı duymakla birlikte şu saatten sonra Allah'a yakın, Fenerbahçe'ye uzak olsun. İsmail Kartal'dan boşalan teknik direktörlük makamına kim gelicek? Genel olarak şampiyonlukların düzenli ödemelerle geldiğine inanan ve hiçbir hocanın takımı şampiyon yaptığına inanmayan Aziz Yıldırım bu muhteşem kararı da yine kendi başına alıcak. Burada önümüzde 2 yol var. Birincisi yerli ve Aziz Yıldırım'ın rahatça yönlendirebileceği bir isim, diğeri de geçtiğimiz sezon Galatasaray'ın yaptığı hata gibi şöhretli yabancı bir hoca ile anlaşmak. Yabancı hocaların Türkiye'de yaşadıkları sorunlar ve şampiyon Galatasaray'ın sezon başında yaşadığı mağlubiyetler bu seçim yapılırken aklınızda bulunsun. Yerli isimler içerisinde Fenerbahçe'yi direkt olarak teslim edeceğiniz isimler ya çok az ya da önemli bir kısmı Aziz Yıldırım ile kavga ederek ayrıldığı için yeniden Fenerbahçe'ye gelmiyecek isimler. Benim bu süreçte önerim her 2 ihtimalin kesişim kümesi Roberto Carlos. Hem ligi biliyor hem daha önce Fenerbahçe'de görev almış hem de oyuncular üzerinde sadece kariyeri ile bile üstünlük kurabilir. 



Gelelim zurnanın son deliğine yani kadroya. Geçen seneden bu yana 1 yaş daha yaşlanan, vurdumduymaz, antreman yapmak istemeyen, formsuzluğuna rağmen her maç ilk 11 başlayanların olduğu kadroya. Fenerbahçe'nin 2 kaptanı Türkiye'de ki her stadta protestoya uğruyor, bu adamlarla yeni sezon planlamak hata. Volkan Demirel yediği gollerle bu sezon şampiyonluğun kaybedilmesinin en önemli sorumlularından.Yeni sezonda takıma tırpan vurulacaksa en sert hamle ile başlanmalı. Bir diğer isim Emre, müthiş bir yetenek ancak ligde 90 dakikayı tamamlıyacak durumu yok. İlk 11 başlayıp ya devre arası ya da ikinci yarı oyundan çıkıyor. Yaşı itibariyle önümüzdeki sezon alıcağı süre daha da azalıcak ve sakatlıkları artıcak. Sözleşmesi zaten biten Emre ile yollar ayrılmalı. Fenerbahçe her stadta yuhalanan, hakemlerle ilişkileri sorunlu bu iki isimle de yollarını ayırmalı. Geriye kalan isimler arasında Bekir İrtegün, Serdar Kesimal, Kadlec, Bruno Alves, Selçuk Şahin, Meireles, Mehmet Topuz, Emenike gibi artık Fenerbahçe'ye vericek birşeyi kalmayan isimlerle de yollar ayrılmalı. Takımı gençleştirecek hamleler yerli isimler ve yabancı kuralındaki değişim ile yabancı oyuncularla rahatlıkla yapılabilir. Mert Günok, Caner, Gökhan, Egemen, Topal, Alper iskeleti üzerinden takım şekillenmeli. Yaşına rağmen mücadeleyi bırakmyan Webo yeni sezonda da takımda tutulmalı. Uzun bir süredir sol kanata mahkum olmuş olan Sow forvete kaydırılıp takımda kalmalı. Fenerbahçe'nin bu sezon asıl transferleri 2 üst düzey stoper ve 2 etkili kanat üzerine olmalı. Gökhan Gönül'ün yedeklenmesi, forvetin güçlendirilmesi, orta alana takviye yapılması da gerekli. Tüm bunlar hem şampiyonluğun kaybedilmesi hem de muhtemelen şampiyonlar ligi ön elemesinde elenicek olmamız nedeniyle uğranıcak maddi hasarlar göz önüne alındığında nasıl yapılacak bilmiyorum.


Fenerbahçe'yi zor bir süreç bekliyor. Ya takım doğru hamlelerle doğru isimlerle düzlüğe çıkıcak ya da geçtiğimiz sezonda olduğu gibi kişisel hırslarla, egolarla, yanlış kararlar ve ahbap- çavuş ilişkisi içerisinde felaketlere doğru yol alıcak. Önümüzdeki 1 ay bu gidişat hakkında bize gereken cevabı vericek. Benim tahminim yine hatalarla dolu bir sezon planlaması. 



23 Mart 2015 Pazartesi

Fenerbahçe 1 Beşiktaş 0

Fenerbahçe yine kaotik bir ortamda maça başladı. Galatasaray maçından sonra Beşiktaş'ı da yenmek zorunda olduğu bir maça çıkıyordu. İkinci yarı için derbiler evimizde daha avantajlıyız diyen Fenerbahçe, Trabzonspor maçı haricinde diğer 2 derbiyi kazanmasını bildi ancak deplasmanda ve içerde olmadık maçlarda saçılan puanlar Fenerbahçe'yi bu galibiyetlere rağmen liderliğe taşımıyor. Fenerbahçe Galatasaray maçında alınan ceza nedeniyle kale arkası tribünlerin desteği olmadan maça çıktı, son dakika Gökhan Gönül sakatlandı ve sağ bek pozisyonunda kimsenin beklemediği Mehmet Topuz ismiyle karşılaştık. Kadro Emenike hariç doğru gözüküyordu. Emenike yine Emenike'liğini yaptı ve golü kaçırdı, bir başka pozisyonda da topu kontrol edemeyince film koptu. Meireles sakatlandı, devre arası Emenike çıktı ve en sonunda ikinci yarının başında Dirk Kuyt sakatlanarak oyunu terk etti. Bekir mi Diego mu girsin tartışmasını kimin fikri olduğunu bilmememize rağmen Diego kazandı. Tüm bu karmaşa 50 dakika gibi kısa bir sürede gerçekleşti. 


Fenerbahçe ikinci yarı daha fazla yüklenmeye, Diego'nun girişi ile topu daha iyi kullanmaya başlasa da, aynı Galatasaray maçında olduğu gibi gol pozisyonlarına rakip takım girdi. Bazılarında Volkan kurtardı bazılarında da onlar kaçırdı. Senaryo birebir Galatasaray maçı gibi şekillendi. Tek fark gol biraz daha geç geldi. Fenerbahçe sol kanattan atak başlatmak isterken topu kapan Beşiktaş stoperi Necip hızla hücuma çıktı ve gol aramak için atağa katıldı, Fenerbahçe topu kaptığında Beşiktaş stoperi Fenerbahçe stoperleri ile aynı hizadaydı, ardından Webo'ya atılan uzun topta Atiba, Necip'in yerine hava topuna Ersan ile beraber çıktı ancak Webo bu hava mücadelesinden galip çıktı ve akıllı bir pasla topu Sow'a aktardı, mübarek gelişine öyle güzel vurdu ki, sonrası tam bir mutluluk, sevinç ve stresten kurtulma zamanıydı. O golle birlikte Fenerbahçe yeniden lige ortak oldu.




Yukarıdaki fotoğraflara iyi bakın. İlkinde seyirci ile olan münasebeti dün akşam sona eren Emenike kendi kafasına göre formayı çıkarıp sahayı terk etmeye kalkıyor. Ardından binbir yalvarış sonucu çıkardığı formayı giymek zorunda kalıyor. Devre arası oyundan alınıyor ve stadı terk ediyor. Dün akşama kadar Fenerbahçe seyircisi Emenike'nin kahrını çekti ve artık bardak taştı. Aziz Yıldırım ve İsmail Kartal oyuncunun arkasında dura dura bu formsuz adamı bitirdiler. Bunca kötü oyuna rağmen her maç ilk 11'de sahaya çıkan adam da kendini nimetten saymaya başladı. Bu seyirci ile girdiği ilk tartışma değil, eğer Fenerbahçe yönetimi ve maç sonu hala ona destek olun diyen İsmail Kartal bu adamın biletini kesmezse son da olmuyacak. Artık gol kralı da olsa, takımı şampiyon da yapsa, eskiye dönülmeyecek. Taraftar onu desteklemiyecek ve ne zaman sahaya çıkarsa hep yedekte bekleyen forvetin ismini dün akşam olduğu gibi duymak zorunda kalıcak. Atılan golle Fenerbahçe'nin forvetinin kim olduğunu taraftarın, İsmail Kartal ve Aziz Yıldırım'dan daha iyi bildiğini de görmüş olduk. Emenike'nin Fenerbahçe kariyeri dün akşam itibariyle sona ermiştir. Fenerbahçe formasını böylesine fütursuzca çıkarıp tekrar giymeye hakkı yok. Kimse Fenerbahçe seyircisine rağmen bu takımda kalmaya devam edemez.

9 Mart 2015 Pazartesi

Fenerbahçe 1 Galatasaray 0


Fenerbahçe önce Trabzonspor sonra Akhisar'a içeride puan kaybedince liderliği kaybetti. Galatasaray 4 puanlık avantajla Kadıköy'e geliyordu. Fenerbahçe bu maçı mutlaka kazanmalı ve yarışa yeniden ortak olmalıydı. Hem Galatasaray hem Fenerbahçe olabilecek en hücumcu kadroları ile sahadaydı. Mücadeleye Fenerbahçe'nin baskılı başlamasını beklerken, ilk hamleler Galatasaray'dan geldi. İlk dakikalarda oyunu kontrol eden Galatasaray, Burak ve Selçuk ile gole yaklaştı. Selçuk'un şutunu çıkaran Volkan Demirel maç boyunca kalede mükemmmel bir performans sergiledi. İlk yarının son 25 dakikasında ise Fenerbahçe oyunu dengeledi ve rakip yarı sahada daha etkili oldu. İlk yarıda her iki takımda gol atmayı başaramadı. 



İkinci yarı Hakan Balta'nın yerine Koray Günter defansta yerini aldı. Fenerbahçe ikinci yarı daha fazla hücum daha fazla risk ile sahadaydı. Üst üste kaçan goller,direkten dönen toplar bu maçtada yine şanssızlığımızı sürdürecek miyiz sorusunu akıllara getird. Webo ve Alper hamlesi ile şekillen hücum hattı oyunu iyice rakip sahaya yıktı. Kuyt'un golünden hemen önce Hamit'in muhteşem şutunu çıkaran Volkan Demirel maçın kaderini birkez daha değiştirdi. Fenerbahçe Mehmet Topal'ın harika pasında Kuyt ile golü buldu ve Galatasaray karşısındaki gelenek devam etti. Fenerbahçe böylece hem kendini hem de Beşiktaş'ı yeniden mücadelenin içine dahil etmiş oldu. Ligin bu sezon daha da zorlaşaçağını söylemeye gerek yok. 


Fenerbahçe puan kayıpları ile devam eden hatta evinde dahi galibiyet alamaz olduğu bir süreci olabilecek en güzel şekilde Galatasaray galibiyeti ile sonlardırmış oldu. Hem puan farkının azaltılması hem yarıştaki en önemli rakibimize karşı ele geçirdiğimiz psikolojik üstünlük takıma yeniden bir inanç ve özgüven sağlıyacaktır. Bu saatten sonra az hata yapan,girdiği pozisyonları bir şekilde gol yapmasını bilen ve en önemlisi inancını asla kaybetmeyen takım mutlu sona ulaşıçak. O takım inşallah Fenerbahçe olur.

15 Şubat 2015 Pazar

Gaziantepspor 0 Fenerbahçe 5

Fenerbahçe Türkiye Kupası'nda Çaykur Rizespor'a 4 gol attıp turu geçtikten sonra ligde Gaziantep karşısına çıktı. Hafta boyunca sakatlıklar ile geçen kim oynuyacak tartışmaları eşliğinde kadrolar yapıldı. Kasımpaşa ve Karabük deplasmalarında olduğu gibi yine erken gelen bir golle öne geçti Fenerbahçe. Kasımpaşa maçından farklı olarak hem Karabük hem Gaziantep golün sonrasında Fenerbahçe kalesinde bolca pozisyon buldular. Hatta Gaziantep son maçlarda Fenerbahçe'ye karşı en çok pozisyona giren takım olabilir. Golden sonra Fenerbahçe biri Alves'in çizgiden çıkardığı olmak üzere sayısız Antep atağını savuşturdu. Burada orta alanda top tutumamanın etkisi ön plana çıktı. Fenerbahçe topları uzun oynayarak Emenike ile buluşturmaya çalıştı ancak gol haricinde bunda da başarılı olamadı. Sow ve Kuyt kanat yardımına koşmaktan hücum görevlerini neredeyse unutucak hale gelmişken,ilk yarı bittiğinde sahanın en çok koşan ismi ise Diego olmuştu. 




İkinci yarıya başlarken Fenerbahçe'nin orta alana bir hamle yapması gerektiğinde hemen hemen herkes hemfikirdi. Bu hamle Diego-Selçuk değişikliği olarak yapıldı. Fenerbahçe orta alanı toparlamasının ardından Sow& Kuyt işbirliği ile golü buldu ve skor ikinci yarının hemen başında 2-0 oldu. Bu gol zaten sallanan Gaziantep direncinin kırılma noktasıydı. Fenerbahçe kısa sürede Sow'un ayağından 2 gol buldu. İlk pozisyonda sol bek Caner golü atması için Sow'un önüne topu atarken ikinci golde ise Emre & Topal işbirliği ile Sow yine bomboş pozisyonda golü yaptı. Emre'nin takıma dönüşü tüm takımın oyunu etkiledi. Değişiklikler ile Fenerbahçe oyuna devam etti ve Emre'nin penaltıdan attığı golle maçı 5-0 gibi farklı bir skorla kazanmasını bildi. İlk yarıdaki o mahkum ve pozisyon verilen oyun ikinci yarıda sahada yoktu. Fenerbahçe'nin şu an önünde duran tek sorun özellikle deplasman maçlarında golü bulduktan sonra yaşanan sallantılı dönem. Bunu aştığında daha rahat galibiyetler alıcak ve maçı daha erken koparıcaktır.


Fenerbahçe böylece 1-1  biten Bursa deplasmanından sonra oynadığı 5. deplasman maçından da galibiyetle ayrılmasını bildi. Bu galibiyetle Fenerbahçe; Beşiktaş ve Galatasaray'ın ardından deplasmanda kazanılan puanlarda 3. sıraya geldi. Aynı zamanda ligde oynanan son 9 maçta 8 galibiyet 1 beraberlik aldı. Sakatlar ya da cezalılar her hafta olmasına rağmen takımın mücadele azmini kutlamak gerekiyor. 

13 Aralık 2014 Cumartesi

Fenerbahçe 4 Sivasspor 1


Fenerbahçe haftanın açılış maçında kötü giden Sivasspor'u rahat geçti. Özellikle ilk yarı boyunca ön alanda yapılan pres geçen yıl nisan ayında şampiyonluğu getiren oyundan örnekler sunuyordu. Bu ön alan presi ile birlikte özellikle Sivasspor'un oyun kurma başlangıçlarında Kadir'e sık sık faul yaptılar ya da yüzünü  kaleye dönmesine izin vermediler. Tüm bu istek ve arzu ilk yarıda maçın bittiğini gösteriyordu. Skor avantajını da cebine koyan Fenerbahçe Emenike haricinde maç boyunca istediklerini rahatlıkla yerine getirdi. Moussa Sow'un forvette daha üretken ve etkili olduğunu gördük. 


Sivasspor geçen yılı mumla arıyor. Ön alanda geçen yılki üretkenliği olmadığı gibi, defansı da felaket durumda. İlk 15 dakikada hata üstüne hata yaptılar, bu haliyle Carlos'un istifası fazla uzun sürmez gibi. Fenerbahçe bu maç özelindeki isteğini ne kadar sürdürür bilmiyoruz ancak bir şeylerin değiştiği kesin. Uzun vadede beklenti bu arzulu futbolun sürekli hale gelmesi, rakibe ya da haftalık olarak dalgalanma göstermemesi. Caner'in gole sebebiyet veren hatası dışında iyi bir takım vardı sahada. Seyirci ile olan kopukluk ise ısrarla devam ediyor. Bu maçın cuma günü oynanması bile bir bahane değil. Yönetim ile taraftar arasındaki kopukluk ve passolig saçmalığı bu tribünlerin boş olmasının asıl sebebi. Şampiyonluğu hedefleyen bir takımın uzun bir süre bu hedefe taraftarsız yürümesi mümkün değil. Maçın son dakikalarında Lig Tv ekranlarına gelen uyuyan taraftar, hem Türkiye Ligi'nin hem de bu haftaya kadar ki Fenerbahçe'nin  özeti değil mi? 

7 Aralık 2014 Pazar

10'suz Olmaz



Yazılacak çok şey var ancak benim kelimelerim onu anlatmaya yetmiyor. Ne yazsak, eksik kalan bir şey kalıcak, iyi ki geldi Fenerbahçe'ye, iyi ki izledik onu çubuklu forma ile.. Bu akşam futbolu bırakıyor, biz 10'nu bırakmıyoruz. Yolun açık olsun büyük kaptan!!!

25 Kasım 2014 Salı

Bursaspor 1 Fenerbahçe 1


Bursa deplasmanı her zaman zordur. Üstelik maçın hemen başında kalenizde golü gördüyseniz daha da zordur. Fenerbahçe maça başlarken önde baskıyı ve defans blogunu orta sahaya yaklaştırmayı planlamış ancak rakipten top kapılamadığında geriye nasıl dönülüceğini hesaplamamış. Volkan Şen gibi süratli birini bu kadar boş bıraktığınızda golü kalenizde görürsünüz. Bu erken gol Bursaspor'u geriye iterken Fenerbahçe'yi de hücuma yöneltti. Tam bu sırada her maç sarı kart görmezse ölücek hastalığına yakalanmış Caner Erkin ön plana çıktı. Hakeme itirazdan sarısını aldı, Volkan Şen ile oyalanmaya başladı, kendini tribünlerin önüne attı ve Beşiktaş maçında olduğu gibi bu maçta da İsmail Kartal çok doğru bir hamleyle kırmızı kart görme ihtimali %100 olan Caner Erkin'i kenara aldı. Sonrasında klasik bir Caner Erkin krizi yaşadık. Sürekli salladığı ellerini bu sefer kulübeye yöneltti ve söylene söylene kenara gitti. Bu dakikada Hasan Ali Kaldırım sol bek pozisyonuna geçti. Sezon başından beri sallantıda olan Gökhan Gönül'e, hücum performansı sınırlı olan Hasan Ali'de eklenince Fenerbahçe'nin o meşhur kanat akınlarını göremez olduk. 



Fenerbahçe Diego'nun sık sık faulle durdurulması, Emenike'nin markajdan kurtulmak için kanatlara kaçması nedeniyle hücum gücünü sahaya yansıtamadı. İkinci yarı Diego'nun sakatlanması ve Sow'un oyuna dahil olması ile biraz daha aktif olmaya başladı. Maç boyu devam eden Bursaspor etkinliği bu dakikadan Kuyt'ın ortasının gol olmasına kadar geçen sürede Fenerbahçe lehine döndü. Fenerbahçe pozisyon buldu ancak bunları bir türlü golle sonuçlandıramadı. Maç 1-1 olduktan sonra Bursaspor yeniden etkili olmaya başladı. Volkan Şen'in getirdiği toplarda golü bulamadılar. Fenerbahçe'de Sow ile girdiği pozisyonlardan yararlanamayınca maç 1-1 bitti. Bolca duraklama, biraz sinir strese rağmen son zamanların en tempolu maçlarından biri oldu. Stadın dolu oluşu ve takıma verdikleri desteği de göz önüne aldığımızda zevkli bir mücadeleydi. Fenerbahçe bu deplasman maçıyla birlikte Galatasaray, Trabzon, Beşiktaş, Bursaspor ve Akhisar gibi ligin zorlu deplasmanlarını geride bırakmış oldu. Bu deplasmanlarda 2 mağlubiyet, 2 beraberlik ve 1 galibiyet aldı. 


Fenerbahçe bundan sonra iyi oynadığı takdirde bir fikstür avantajına sahip, yol boyunca Caner Erkin ve Bruno Alves'i kontrol altında tutabilirse daha da avantajlı konuma gelebilir. Caner maç sonunda muhtemelen pişmanlık yaşasa da yönetim markajlı bir açıklama yaptı yayıncı kuruluşa. Takımdan, taraftardan, hocasından özür diledi, İsmail Kartal'da Caner'in iyi kalpli biri olduğunu ve onu affettiğini söyledi. Böylece Telegol ve Derin Futbol'un bir dosyası eksilmiş oldu. Tüm bu doğru kriz yönetimine rağmen Fenerbahçe'nin yapmasını gereken bir şey daha var. Caner Erkin'in acilen psikolojik destek alması ve öfke kontrolü konusunda yardım alması gerekiyor. Yoksa maçın 2. dakikasında top kimden çıktı tartışmasında dellenip sarı kart görme ihtimali devam eder ve her maç 1 değişiklik hakkımızı aman Caner kırmızı kart görmesin diyerek harcamış oluruz.