Fenerbahçe önce Trabzonspor sonra Akhisar'a içeride puan kaybedince liderliği kaybetti. Galatasaray 4 puanlık avantajla Kadıköy'e geliyordu. Fenerbahçe bu maçı mutlaka kazanmalı ve yarışa yeniden ortak olmalıydı. Hem Galatasaray hem Fenerbahçe olabilecek en hücumcu kadroları ile sahadaydı. Mücadeleye Fenerbahçe'nin baskılı başlamasını beklerken, ilk hamleler Galatasaray'dan geldi. İlk dakikalarda oyunu kontrol eden Galatasaray, Burak ve Selçuk ile gole yaklaştı. Selçuk'un şutunu çıkaran Volkan Demirel maç boyunca kalede mükemmmel bir performans sergiledi. İlk yarının son 25 dakikasında ise Fenerbahçe oyunu dengeledi ve rakip yarı sahada daha etkili oldu. İlk yarıda her iki takımda gol atmayı başaramadı.
İkinci yarı Hakan Balta'nın yerine Koray Günter defansta yerini aldı. Fenerbahçe ikinci yarı daha fazla hücum daha fazla risk ile sahadaydı. Üst üste kaçan goller,direkten dönen toplar bu maçtada yine şanssızlığımızı sürdürecek miyiz sorusunu akıllara getird. Webo ve Alper hamlesi ile şekillen hücum hattı oyunu iyice rakip sahaya yıktı. Kuyt'un golünden hemen önce Hamit'in muhteşem şutunu çıkaran Volkan Demirel maçın kaderini birkez daha değiştirdi. Fenerbahçe Mehmet Topal'ın harika pasında Kuyt ile golü buldu ve Galatasaray karşısındaki gelenek devam etti. Fenerbahçe böylece hem kendini hem de Beşiktaş'ı yeniden mücadelenin içine dahil etmiş oldu. Ligin bu sezon daha da zorlaşaçağını söylemeye gerek yok.
Fenerbahçe puan kayıpları ile devam eden hatta evinde dahi galibiyet alamaz olduğu bir süreci olabilecek en güzel şekilde Galatasaray galibiyeti ile sonlardırmış oldu. Hem puan farkının azaltılması hem yarıştaki en önemli rakibimize karşı ele geçirdiğimiz psikolojik üstünlük takıma yeniden bir inanç ve özgüven sağlıyacaktır. Bu saatten sonra az hata yapan,girdiği pozisyonları bir şekilde gol yapmasını bilen ve en önemlisi inancını asla kaybetmeyen takım mutlu sona ulaşıçak. O takım inşallah Fenerbahçe olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder