İlk maçın son dakikalarında gelen gol Fenerbahçe'yi İtalya deplasmanında rahatlatmıştı. Her türlü galibiyet ve beraberlik Fenerbahçe'ye tur atlatıyordu. Üstelik Lazio ancak yemeden 3 gol atarsa turu geçebilecekti. Maçın seyircisiz olması bu alanda master yapmış Fenerbahçe açısından bir diğer artıydı. Sow'un yokuğunda çıkıcak kadro aşağı yukarı belliydi, asıl süpriz Mehmet Topal'ın rahatsızlığı nedeniyle Selçuk'un ilk 11 başlaması idi. Fenerbahçe'nin, Avrupa Ligi boyunca yaptığı deplasman planının işlemesi halinde turu atlayacağı ortadaydı. İlk dakikalar Lazio kaleye uzaktan şutlarla yaklaşmak isterken, Fenerbahçe ileriye dönük hiç hamle yapmadı. Her iki kanadı kapatıp, özellikle orta alandan açık vermemeye çalıştı. Bu dakilardan ilk yarının sonlarına kadar sürekli oyunu yavaşlatmaya, oyun kuralları içerisinde zaman geçirmeye ve rakibin erken bir golle havayı girmesini engellemeye çalıştı. İlk yarı boyunca rakibin uzaktan şutlarında sıklıkla Volkan ve defans iyi işler çıkardı ve ilk yarı golsüz tamamlandı.
İlk yarı boyunca hatta oyundan çıkana kadar sahada işlemeyen bir Baroni vardı. Gerek defansa yardımda gerekse defanstan aldığı topları ileri taşımada başarısızdı. Buna Sow'un yokluğunda ileride yalnız kalan Webo'da eklenince Fenerbahçe bir türlü topu ayağında tutup ileriye çıkamadı. Rakip ikinci yarı gol gelmeyince, defansif riskleri alarak Klose'yi oyuna soktu ve oyunu iyice Fenerbahçe kale önüne yıktı. Bu dakikalarda özellikle Fenerbahçe'nin sol kanatından yüklenerek sıklıkla pozisyona girdi ve bir duran toptan golü buldu. Gol her ne kadar geç gelmiş olsada, rakip için bir umut ışığıydı. Yüklenmeye ve pozisyon aramaya devam ettiler. Baroni-Salih değişikliği ile maç dakikasında değişti. Maç başından itibaren fazlasıyla geriye yaslanmış olan Fenerbahçe, takım halinde öne çıkıp 2-3 dakika pas yapınca hem Lazio'nun oyunu dengelendi hem de ilk organize atakta Caner ile gol bulundu. Bu dakikadan sonra Fenerbahçe yeniden bir yaşam alanı bulurken Lazio için yolun sonu göründü. Fenerbahçe uzun zamandır uyguladığı deplasman planını birkaç kez sekteye ugrasada bu maçtada başarıyla sergileyip, tarihinde ilk kez yarı finalin yolunu tuttu.
Gerek oyuncular gerekse teknik ekibi yürekten tebrik etmek gerek. Zaman zaman bizlerin bile inanmadığı zaferlere onlar inatla sarılmaya devam ettiler. Bazen kötü oynadılar, bazen gol yediler, bazen oyunu kendi sahalarında kabul ettiler ama başardılar. Tarih her zaman kazananları yazar. Dün akşam 3 Temmuz'dan beri ezilmeye, geriletilmeye, hayat damarları kopartılmaya çalışılan bir takımın isyanı vardı Roma'da. Kölelerin, Roma'lı efendilerine isyan edip özgürlüklerini kazanmak için isyan ettikleri yerde, Fenerbahçe kendisine engel olmaya çalışan herkese, isyan edercisine bir başarı kazandı. Aykut Kocaman'ın dediği gibi: ''Fenerbahçe'yi geçen sezon Şampiyonlar Ligi'ne göndermeyenlere bu sezon yarı finalden selam olsun.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder