Fenerbahçe açısından çok zor bir deplasmandı. Sakatların iyileşmesi ve son haftalarda sergilenen iyi performans haricinde, hem taraftar hem iç sahadaki iyi performansı ve kadrosu düşünüldüğünde Eskişehir maçta bir adım öndeydi. Fenerbahçe'de, Aykut Kocaman bu tip deplasmanlarda yaptığı gibi sol önde Caner Erkin ile başladı. Maçın kırılma noktası olan kırmızı kart pozisyonu ve akabinde yaşananlar haricinde, iki takımında hırslı ve oyuna odaklanmış bir performans sergilediğini söyleyebiliriz. Fenerbahçe 10 kişi kalmasına rağmen mücadelesini arttırarak 1 puan almayı başardı Eskişehir deplasmanında. 11 kişi bile zorlanabileceğiniz bir deplasmanda hakem faktörü ve 10 kişi ile 60 dakikadan fazla mücadele ettiğimizi düşündüğümüzde, ileride değeri daha iyi anlaşılacak ''1'' puan aldık. Galip gelicek pozisyonları yakaladık ancak başarılı değildik, aynı şekilde ikinci yarının ilk 10 dakikasında Eskişehir'de çok net pozisyonlardan yararlanamadı. Kuyt'ın müthiş çabası ile yarattığı pozisyonda Sow müthiş vuruşla golü yaptığında, takım da 10 kişi kaldıktan sonraki çabalarının meyvesini almış oldu. Fenerbahçe'nin puan kaybından daha önemli olan yönü ise, takım halinde birbirlerinin açıklarını kapatmak için sergiledikleri mücadele azmi ve taktik disiplini maç boyunca korumları oldu. 10 kişi olmasına rağmen maç boyunca performans açısından, bunu maçı izleyenlere hissettirmediler. Bu bütünlük korunduğu takdirde deplasmanlarda da galibiyetler gelicektir. Bu sezon oynanan Kasımpaşa deplasmanı ile Eskişehir deplasmanında oyun, mücadele ve taktik disiplin açısından dağlar kadar fark var. Birinde 11 kişi oynamasına rağmen sahada gezinen ve 2-0 yenilen Fenerbahçe varken, diğerinde 10 kişi, Eskişehir gibi zor bir deplasmandan 1 puanı alan Fenerbahçe vardı. Volkan ve Sow'un bireysel anlamda öne çıkan performanslarına rağmen Fenerbahçe'nin dün takım halindeki oyunu mükemmeldi. Oyun planına sadık kalan ve mücadelesini her maç eşit oranda gösteren Fenerbahçe uzun vadede istediği noktaya gelicektir.
Dün akşam futbol oynamaya çalışan iki takımı bir kenara koyduğumuzda geriye Fırat Aydınus'un one man show'u kalıyor. Caner'in atıldığı pozisyonda, ne duydu o mesafeden, nasıl bunu başardı, sırtı dönük olmasına rağmen Caner'i nasıl tespit etti, bunları bilemiyoruz. Ancak Aykut Kocaman gibi sakinliği ile tanınan birisini ilk defa maç esnasında sahaya girip itiraz edicek konuma getirdi ki,bu başarısı nedeniyle kendisini kutlamak gerekir. Maç içerinde karşılıklı faulleri cezalandırmada yetersiz kaldı, oyuncuların kavga ettiği pozisyonu dahi uyarı ile geçirdi. Fenerbahçe aleyhine verdiği penaltıda 4 dakikalık uzatma sona ermiş olmasına rağmen oyunu devam ettirdi. İkinci yarı Sezer'in kaşı yarılmasına rağmen oyunu devam ettirmek gibi Fifa nezninde skandal sayılabilecek bir hatası daha var ki, buna yan ve 4. hakemde ortak oldu. Kısacası dün akşam maçın önüne geçmek gibi bir niyeti vardı Fırat Aydınus'un ve bunu başardı. Başarılarının!! devamını diliyorum. Aykut Kocaman'ın maç sonu basın toplantısında yaptığı konuşmanın altına ise imzamı atarım: ''3 Temmuz'dan itibaren cezamız devam ediyor.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder