Milli takım grup birinciliğini hedeflediği grupta yavaş yavaş play-off'tan bile uzaklaşmaya başladı. İlk maçlar sonunda 6 puanla lider durumda bulunan Romanya'ya karşı galibiyet hedefi ile sahadaydı milli takım. Volkan'ın nostalji golü ile 1-0 geriye düşsek de maçın tamamında etkisiz ve temposuzduk. O gol yenmese dahi en fazla 0-0 bitecek bir maç oynandı dün akşam. Türkiye maç boyunca en etkili pozisyonunu 90+4'te Nuri Şahin'in altıpastan kafa ile dışarı attığı top ile yakaladı. Kadro seçiminin tartışmaları ile girilen klasik milli maç önleri yine değişik kadro tercihleri nedeniyle maç sonunda Türkiye 3 Romanya 9 Hollanda 9 puanlaması ile sonlandı. Milli takım genelinde Gökhan Gönül ve Emre haricinde istekli oyuncu yoktu. Semih Kaya kademe hataları ve kaçırdığı oyuncular, Volkan hatalı çıkışı neticesinde yediği gol, Sercan ise ilk yarıda attığı halı saha çalımı haricinde pek ortalıkta görünmedi. Galatasaray'da dahi kötü performansı nedeniyle yedek kalan Hamit, maç boyunca sahada pek gözükmedi. Arda Turan'ın sık sık kanat değiştirmesi fakat Atletico Madrid maçlarının aksine sürekli topla oynaması nedeniyle etkisizliği aşikardı. Ligimizin en kuvvetli ve mücadeleci forveti olan Umut ise Romanya defansı tarafından adeta ezildi. Romanya'nın 2. bölgede yaptığı presi maç boyunca kıramayan milli takım, bu presi aştığında ise akıllıca yapılan faullerle durduruldu ve maç boyunca tempoyu asla yakalayamadı. Nihayetinde artık temel hedefin en iyi ihtimalle play-off olduğu ortada. Milli takım Romanya'yı deplasmanda yenicek ve Hollanda'nın kendi evinde Romanya'yı yenmesini bekliyecek. Tabi bu hesaplamalar içeride ya da dışarıda bizim puan kaybetmiyeceğimiz hesabına göre yapılabilirki, çok mantıklı bir hesaplama olmadığı tecrübe ile sabit.
Romanya maçı ile Abdullah Avcı'nın üzerindeki baskı daha da artıcak. Kadro seçimleri daha önceki milli takım hocaları gibi sıkça tartışılıcak ve en önemlisi sakat olduğu için kadrodan çıkartıldığı söylenen Selçuk İnan inatı nedeniyle sürekli uçurumun kenarına itiliyor. Bu maçta sol açık mevkisinde Caner'in olması, sağ kanatta Hamit'in ilk 11 başlamaması gerekirdi. Nihayetinde gelen değişiklikler bu tezimizi doğruluyor. Skor olarak geriye düşüldüğü dakikalardan sonra ikinci yarı hızla Mehmet Topal-Nuri Şahin değişikliği yapılarak hem yaratıcı oyuncu sıkıntısı aşılmalı hem de duran toplarda etki arttırılmalıydı. Mehmet Ekici gibi Werder Bremen'de bu sezon 2 maç oynamamış oyuncuların kadroda bulunması eleştirilicek bir diğer taraf. Maçın en önemli anlarında Emre Çolak gibi ilk milli maçına çıkan bir oyuncudan, heyecandan sıyrılıp performans beklemek yine büyük hatalardan biri. Maç boyunca Romanya'nın yaptığı presi aşamayıp sürekli top kaybı yaşanmasını ve ikinci yarı kalemizde verdiğimiz gol posizyonlarını da eklemeliyiz. Maç sonlarında Rıdvan Dilmen'in dile getirdiği ve yenilgilerimizin asıl nedeni olan ''vasat Romanya'' hülyalarından sıyrılıp, kendimizi dev aynasında görmekten vazgeçmeliyiz. Avrupa Kupalarında takımları patır patır dökülen, Kıbrıs Rum Kesimi ile ülke puanında çekişen, orta alan presini aşacak maç taktiğini bile ortaya koyamayan bir milli takım olarak gerçeklerle yüzleşmeliyiz. Türkiye bu grupta en iyi ihtimal ikinci olurdu ki, artık bu bile tehlikede. Onu yeneriz, bunu ezeriz demek yerine artık doğru bir aday kadro, ilk 11 ve maç taktiğini bu grupta tüm rakiplere karşı aynı ciddiyetle uygulamalıyız. Yoksa Brezilya'ya ancak Ömer Üründül gider, milli takım değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder