İkinci yarının ilk maçı yine mesai saati içerisinde insanlara eziyet etmek için 18.00'de oynandı. Fenerbahçe Alex'in yokluğunda evrenden torpili olan Özer ile oyuna başlarken, Orduspor asıl transferini kulübeye Hector Cuper'i getirerek yaptı. Antalyaspor maçının kopyası halinde kaldığı yerden devam eden Fenerbahçe'de maçın genelindeki bitkin görüntüyü anlamak çok zor. Stancu'nun Ordu otogarından vurduğu topta golü yiyen Volkan bundan daha zor ve karşı karşıya olan pozisyonda ellerini kullanmadan golü önleyince sahadan 1-1 beraberlik ile ayrıldık. Alex yerine Özer'i oyuna koymak, Mehmet Topuz yerine Özer'i koymak hatta zaman zaman sol açık mevkisine Özer'i koymak bu takıma yapılacak en büyük ihanet. Messi'nin bile 90 dakikada en az 100 kez yaptığı basit pası Özer'e bir türlü yaptıramadık. Sektirerek top sürme, geçtiği adamı bir daha çalımlama, ayağının dışı ile vücudunu bambaşka bir şekle sokarak pas atma gibi özelliklere sahip olan Özer bana göre ilk 18'de bile olmayı hak etmiyor. Bu bölgede, bu maçta oyunun tamamında en iyi isim olan Emre, Alex'in bölgesine atılabilir ya da maç direkt olarak çift forvet ile başlayabilirdi. Maç böyle başlamadı ve zaten ateşin sıcaklığını hisseden Orduspor bonus olarak golüde bulunca deplasmanda işimiz mucizelere kaldı.
İlk yarı oyunun hakimi gözüken ama yaptığı 10 pasın 7 sini Yobo-Serdar arasında yapan, kanatları hiç kullanamayan Fenerbahçe topu ileriye dahi taşıyamadı. İkinci yarı artık klasikleşmiş Stoch-Caner değişikliği izledik ve ilk yarının en kötü ismi olan aynı zamanda yediğimiz golün öncesinde topu kaptıran Özer'in yerine Dia oyuna dahil oldu. Mehmet, Özer'in bölgesine kaydı ve takım Emre ile golü ikinci yarının hemen başında bulunca umutlandık ama bu sefer devreye Fenerbahçe'nin hızını kesen Tolga Özkalfa girdi. Fifa kokartı takıcak adam bulunamadığı için Fifa kokartı taktığını düşündüğüm hakem rüzgardan yere düşen tüm Orduspor'lu oyunculara faul çalarak yakalanan 15 dakikalık ivmeyide sona erdirdi. Son olarak yapılan Bienvenue hamlesi zaten işe yaramayacağı ortadayken adetten yapılmıştı ve Semih ile beraber oynasada her ikiside kötü bir performans gösterdi. Takıma gelicek forvet 2 ay antreman yapmamış olsa dahi hem Semih hem Bienvenue'yu ilk maçta kesicek durumda. Özellikle deplasmanlarda takım ileriye lütfedip çıkıyor ve bunuda en az 10 geri pas yaparak sağlıyor. Kanatların çalışmadığı, orta alanda Emre haricinde kimsenin sorumluluk almadığı bir ortamda zaten pozisyona girmek mucizelere kalıyor. Şu an takım iyi oynamasada play-off olasılığı ve yaşanan sürecin olumsuz etkileri nedeniyle fazla eleştirilmiyor ancak uzun vadede yeniden deplasmanda ruhsuz futbola dönücek isek işimiz gerçekten çok zor. Özer'i ilk 11 görmeyeyim ben yine de umutluyum takımın geri kalanından. Haftasonu diyicem ama bu seferde maçımız pazartesi sanırım ondan dolayı Antep maçını hafta içi oynuyacağız sayalım. I love you TFF.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder