Manisaspor maçı öncesinde kafada 2 soru vardı. Birincisi takım Trabzonspor maçındaki iştahını sahaya yeniden yansıtabilecekmiydi, ikinci ise Manisaspor ve Hikmet Karaman maça ne kadar konstantre olarak çıkacaktı. Fenerbahçe maça iyi girdi ve Baroni'nin füzesi ile Trabzon maçındaki gibi galibiyet isteğini belli etti ama hemen ardından Manisaspor Yiğit ile karşı karşıya pozisyonda golü yapamadı. Daha maçın ilk 10 dakikasında iki sorunun da cevabını almış olduk. Fenerbahçe her maça ligde geride olduğu için aynı heyecan ve istekle çıkıp kazanmak zorunda ve bunu bu akşam bir seri haline getirip şekillendirerek sadece iç sahada değil dış sahada da maçları alıcam ve şampiyonluk için saldırıcam mesajını verdi. Manisaspor'un ligde iyi bir futbol ortaya koyduğu ve böylesine maçlarda Hikmet Karaman'ın ekstra motivasyonu düşünüldüğünde üstelik 1-0 geriye düşülen bir maçta deplasmanda alınan 3 puan altın değerinde.
Cezalılar nedeni ile Baroni ve Bekir takımda yerlerini almışlardı ve Fenerbahçe oyunun geniş bir bölümünde son vuruşu yapmakta zorlandı ya da Manisaspor defans hattında ve kalede çok etkiliydi. Manisaspor bulduğu golle öne geçince Fenerbahçe iyiden iyiye yüklenmeye başladı. Semih artık kenara gelmeli diye düşünürken penaltıyı yaptırdı ve kaptan durumu eşitledi. Hemen ardından Santos'un kestiği topta Semih golü yapsa ilk yarıdaki kötü oyununu unutturacağı gibi atacağı golle maçın kahramanıda olabilirdi. Ancak futbol böyle birşey Fenerbahçe zaman zaman geride pozisyonlar vermeye devam etsede yine Semih'in çektiği ve kaleciden dönen şutta Niang kobrayı saldı ve Fenerbahçe acaba yine eskiye mi dönüyoruz sorusuna hayır cevabını verdi. Ardından Aykut Kocaman'ın akıllı müdahaleleri ile Semih-Gökay değişikliğini izledik ve Fenerbahçe sol önü sağlama aldı. Hemen akabinde Niang-Dia değişikliği ile oyun Manisanın şuursuzca saldırdığı dakikalarda bekleme moduna geçti ve kaptanın akıllı asisti ile Dia ilk golünü ve takımı rahatlaran hamlesini yaptı. Ligin en zor deplasmanlarından birinde alınan 3 puan, yakalan galibiyet serisi, geriye düşülmesine rağmen kaybedilmeyen özgüven, gollerden sonra takım halinde kucaklaşma ve maç sonunda seyirciyi selamlama hareketlerinide göz önüne alırsak, Fenerbahçe'nin ilk yarı boyunca sergilediği ve bizleri çileden çıkartan o vurdumduymazlığını terk edip bütünleştiğini söyleyebiliriz. Bugün maç kaybedilse dahi ortaya konan direnç ve galibiyeti kovalama enerjisi mükemmeldi. Ligin üstü ile arkası yavaş yavaş kopmaya başlamışken herkese mesaj verme açısından bu galibiyet tam zamanında geldi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder