Son zamanlarda oynadığımız en zevkli karşılaşmalardan biriydi. Maça yine iyi başladık ve duran topta Necip'in ters vuruşu ile öne geçtik ve ilk yarıdaki maç gibi yine gol kaçırma yarışına başladık. Dia ve Niang ile yararlanamadığımız pozisyonların artması kötü sinyalleri beraberinde getirdi. İlk 20 dakika bizim otobana çevirdiğimiz Beşiktaş sol kanatı toparlandı ve orta alanda Emre'nin top kayıpları ile başlayan gerileme bu sefer bizim sol kanadımızın otobana çevrilmesine neden oldu. Beşiktaş morallenip seyirci desteği ile yüklenmeye başladı ve gol gelebilecek en kötü zamanda ilk yarının sonlarında Ekrem'in müthiş vuruşu ile geldi. İkinci yarıya başlarken nasıl reaksiyon verileceği düşünülürken işler terse döndü ve serbest vuruş dönüşünde Toraman golü yaptı ve Beşiktaş hem skor hem moral avantajını yakaladı. Bu skordan sonra Fenerbahçe'nin vermiş olduğu kazanma azmi daha önceki maçlarda da vurguladığımız gibi şampiyonluğun anahtarı. Yeniden yüklenmeye ve pozisyon aramaya başladık ama geride açıklar vermemizde kaçınılmazdı. Nitekim Almeida'nın karşı karşıya kaldığı pozisyon tüm maçın en büyük kırılma anıydı. Ardından Lugano'nun el-kol kullanılarak düşürülmesini görmeyen Cüneyt Çakır'ın hemen ardından Ferrari'nin yumruğu görmesi ile maç bir daha el değiştirmemek üzere Fenerbahçe'ye döndü. Kazanılan penaltı ile skor eşitliğini sağlayan Fenerbahçe, 10 kişi kalan rakibi ile kedinin fare ile oynadığı gibi oynamaya başladı.
Sahne zamanı kralındı ve kaptan her zamanki gibi dümene geçti ve önce penaltı, ardından bir kafa vuruşu ve en son Rüştü'yü çimlerde kısa bir tura çıkarıp attığı golle ringde sallanan Beşiktaş'a son yumruğu çaktı ve Beşiktaş nakavt oldu. Bu dakikadan sonra seyirci desteğini yitiren ve skor dezavantajına sahip olan Beşiktaş oyundan tamamen koptu. Sakatlıktan sonra bugün çok iyi olmayan Emre ve sol kanatta müthiş işler yapan Dia kenara gelerek oyuna Baroni ve Özer dahil oldu. Sakatlığına rağmen sahada özverili ile yer alan Gökhan'ın yerine Bekir'in girmesiyle maçın son anları rahat bir biçimde ve bol pas yaparak tamamlandı. Maçın gidip geldiği bir ortamda Ferrari'nin hatası bizim şansımızdı ve bu dakikadan sonra rahatça galibiyete uzanıp ligin ikinci yarısına kimsenin daha önceden tahmin edemeyeceği bir şekilde başladık. Maçları kazanıp yakaladığımız galibiyet serisinin yanında, rakiplerin puan kayıpları ile takım tamamen şampiyonluk havasına girdi. Ligin ilk yarısındaki deplasman performanslarının yerine artık Manisa ve Beşiktaş maçlarında olduğu gibi geriye düşse bile maçı bırakmayan bir Fenerbahçe izlemeye başladık. Fenerbahçe maç fazlasıyla lider ve her hafta Trabzonspor'a psikolojik olarak baskısını arttırıyor. Takımı bu saatten sonra şunu yapsın bunu yapsın diye beklemek yerine içerde dışarda sonuna kadar destekleyip, özlediğimiz şampiyonluğa artık ulaşma vakti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder