Fenerbahçe açısından bir seri yakalamak ne kadar önemliyse Kasımpaşa açısından da galibiyetle tanışmak o derece elzem. İlk 25 dakika bu açıdan ele alındığında her iki takımında fazlaca savruk oynadığı ve defansta verdiği açıklarla kalesinde goller gördüğü zaman dilimiydi. Fenerbahçe'nin 1-0 geriye düştügü maçta 3-1 öne geçtikten hemen sonra 2. golü yemesi ile kafalarda oluşan gene mi sorusu bu kez pas geçildi ve takım 2. yarı 3 gol daha bularak farklı bir galibiyet aldı. Fenerbahçe kadro kalitesi olarak altında olan takımları yakaladığında 3-4 gol atabiliyor ve bu maçlarda kalesinde goller görse dahi attığı yediğinden fazla olduğu için bir problem teşkil etmiyor ancak aradaki kalite farkı kapandığında Trabzon ve Kayseri'ye yenilen takım kendi sahasında öne geçtiği Beşiktaş maçında ise üstünlüğünü koruyamıyarak beraberliğe razı oluyor. Fenerbahçe aslında geçen seneden devam eden sorunları ile sezona girdi ve bunları hala çözmüş değil. Takım savunması denen olgu Fenerbahçe'ye hiç ugramamış gibi duruyor zira ligin en fazla gol atan takımı olan Fenerbahçe (17) aynı zamanda yediği 10 gol ile Kasımpaşa, Sivas ve Manisaspor'un ardından ligin en fazla gol yiyen 4. takımı durumunda. Yine lige yeni çıkmış 3 takım dahi Fenerbahçe'den daha az gol yemiş durumda. Defanstaki bu savrukluğu ve yetersizliği sadece Bilica ile açıklayamayız. İlk yarıda yenilen goller neticesinde oyundan alınan Bilica elbetteki hatalıdır ve yerine giren Yobo ile aralarında gece ile gündüz kadar fark vardır ancak Niang, Alex, Dia üçlüsünün defansif anlamda katkılarını yok olarak kabul edersek bunlara birde Mehmet Topuz'un isteksizliğini eklediğimizde Fenerbahçe ortasahası bir park gezinti alanından farksız.
Bu akşam ikinci yarı Bilica-Yobo ve Santos-Caner değişiklikleri ile başlayan ikinci yarıda Fenerbahçe'nin ilk yarıya nazaran daha derli toplu olduğunu gördük ancak bu değişiklikler dahi Fenerbahçe savunmasının istenilen seviyede olduğunu söylemek için yetersiz. Selçuk'un sadece geriye gömüldüğü bir ortamda bugün muhteşem bir gol atan Emre ileri geri gitmekten helak oluyor ve yaşadığı sakatlıkların ve anlamsız kartların önemli bir nedenide harcadığı aşırı efor. Öyleki ikinci yarı belli bir bölümde topa baskı yapmadığı için Mehmet Topuz ve oyuna sonradan dahil olan Stoch ile tartıştı ki sonuna kadar haklıdır. Dia'nın müthiş şekilde kullandığı sol kanat ve yaptığı 2 asist takımı ileriye taşırken aynı üretkenlik sağ kanattan hiç sağlanmadı. Gökhan Gönül'de geçmiş maçlara oranla daha az ileriye çıkınca sol ve sakatlar arasındaki üretkenlik farkı kabak gibi ortada. Aykut Kocaman'ın oynatmak istediği oyun planında kanat organizasyonu ve etkinliği Dia'nın bugün sergilediği performans oranında olmalı ancak yabancı sınırlamları nedeniyle Stoch & Dia ikilisini her iki kanadı mükemmel şekilde kullanırken izleyemiyoruz. Zaten ligimizde takımların şu anki en büyük sıkıntılarından biri performanstan ziyade yabancı sınırlamları nedeniyle çokça değişen oyuncu tercihleri, yedek kalan etkili oyuncular ya da yanlızca Türk pasaportuna sahip oldukları için sahada olan performansı yetersiz oyuncular ki bunları her takım için örneklendirebiliriz.
Fenerbahçe orta alanda daha etkili bir yabancı oyuncu tercihi ya da Bilica'nın yerine daha kaliteli yerli bir stoper zor olmakla birlikte bulabilirse ileri üçlününde katıldığı bir takım savunması ile daha aktif hale gelebilir. İleride oynayan oyuncular kim olursa olsun günümüz futbolunda takım savunmasından azade olmuş bir oyuncu yok ve herkes savunma anlayışına katkı yapmak zorunda. Bu olmadığı takdirde Fenerbahçe bol gollü galibiyetleri kalesinde goller görerek aldığı gibi bazı maçlarıda rakibinin üstünlüğünü kabul ederek mağlubiyetle ayrılmak zorunda kalacaktır. Çözülmesi gereken en önemli sorunlar bunlar ve tüm bunlardan daha önemli olan takımın bir seri yakalayarak havaya girmesi. Rakiplerinin fikstürleri zorlaştığı haftalarda Fenerbahçe alacağı galibiyetler ile farkı kapatacağı gibi en önemliside morallenicek ve alınacak puanlar hem takımın hem hocanın nefeslenmesine hem de taraftar desteğinin artmasını sağlayacaktır.
Takımda eksiklerin bu kadar göze batmasına neden olan bir diğer olguda kondüsyon sıkıntısı. Öyleki 83 ile 90. dakikalar arasında takım halinde ruhsuz bir görüntü sahaya hakimdi. Beşiktaş maçının 2. yarısınada yansıyan bu güçsüzlük savunma hataları ilede birleşince ortaya istenmeyen görüntüler ve topa ayağını dahi uzatmak istemeyen oyuncular çıkıyor. Bilica'nın artık yabancı tercihi olarak dışarıda kalıcağı düşünülürse Cristian'dan da iyi bir yedekten öte bir şey olmaz. Lugano-Yobo tandemi bozulmamalı ve Emre'nin yanına yapılacak etkili bir transferle takım bir adım öteye taşınabilir ancak bu savunma zafiyeti devam ederse bu oyun hocayıda ,başkanıda ,bazı oyuncularıda erkende götürür ve yeniden kayıp sezon hesapları yapmak zorunda kalırız. Kasımpaşa'nın geçen seneki futbolundan eser yok çünkü takım bütünüyle değişime ugramış ve bu kadar fazla transferin olduğu bir ortamda takımdan bütün halinde hareket etmesini ve hocanın istediklerini sahaya yansıtmasını beklemek fazlaca hayacilik olur. Henüz galibiyetle tanışmamalarına rağmen takıma gösterilecek sabır ile Yılmaz hoca bu takımı ligde tutucaktır. Fenerbahçe defansının yaptığı hataları değerlendirmede biraz daha maharetli olsalar farklı bir skordan da bahsedebilirdik ama herşeyden önce bu stad işini halletmeleri lazım ,göçebe takım gibi bir orda bir burda maç oynanmaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder