2 Eylül 2010 Perşembe

Guus Hiddink ile Avrupa Elemeleri

Milli takımımızın grup elemelerinde hangi grupta yer aldığı, kuralara kaçıncı torbadan girdiğinin zerre önemi yoktur çünkü milli takımın şampiyonalarda yer alması genelde iki sorunun çözümüne bağlıdır: ''Hocanın kadro seçimi ve oyuncuların düşük profilli takımlara karşı sergiledikleri futbol''. Fatih Terim döneminde kadro seçiminde yaşanan ilginçliklere alışmış bünyelerde aday kadro asla bir süpriz olmazdı çünkü Terim'in futbol ideali kafasında olan oyuncularla yüksek motivasyonla takımı her başarıya götüreceği inancıydı ve bundan dolayı takımında sakat olup oynayamayanlar, takımlarında hiç kadroya giremeyenler ve formsuzluğu zirvede olanlar her zaman kendine milli takımda yer bulur bu bazen bizi şampiyonaya götürür ve süpriz sonuçlara imza attırır bazende şampiyonaya ulaşamadan bizi yarı yolda bırakır ve evde televizyona mahkum ederdi. Fatih Terim başarıszlık yaşadıktan sonra milli takımı bıraktı ve yerine gittiği her takımı bir üstdüzeye taşımış bir isim olan Guus Hiddink getirildi. Genel oyun felsefesi gittiği ülkede kendi sistemini uygulamak yerine o ülkenin profiline uygun bir sistemi uygulaması ve öz dinamikleri harekete geçirerek başarıya ulaşmaktı. Fatih Terim'i tam olarak saçma saplantıları ve oyuncu seçimleri ile eleştirirken bu sefer yeni bir şampiyona elemeleri öncesinde Hiddink'in seçimleri gündeme damgasını vurdu.

Genel olarak belli bir oyuncu grubu ile şampiyona elemelerini götüreceğini açıklamıştı bunu anlayışla karşılamakla beraber tercihleri Terim'den pek farklı olmadı. Sakatlar, formsuzlar, kendi takımından aforoz edilen herkes kadroya girdi. Ligin en formda kanat oyuncuları (Ali Tandoğan-Volkan Şen) kadroda yokken Kazım'dan, Nihat'a ve Gökhan Zan'a kadar birçok formsuz ve sakatlıktan yeni çıkmış oyuncu kadroda. Kadroyu Oğuz Çetin'in yaptıgı ve Hiddink'in böyle tercihler yapmayacağı iddaa edilsede, Hiddink seçimlerin kendisine ait olduğunu ve oyuncuların yeteneklerinin kendisi için önemli olduğunu Hamit örneği ile açıklandı. Hamit'inde Münih'te kadroya giremediğini ama yeteneğinin yadsınamayacağını söyledi ancak bu eleştilere açıklık getirmiyor. Hamit en azından arada kadroya giriyor ve formsuz ya da sakatlıktan dönmedi bu açıklama diğer oyuncuların kadroda olmalarını açıklamaya yetmiyor. Kazakistan ve Belçika maçları bu kadro ile geçilmek zorunda ve takımın yeteneklerinin ne ölçüde olduğunu daha yakından izleme fırsatı bulucaz. Bu tercihleri ile Hiddink kötü bir Fatih Terim kopyası olmaktan öteye gidemiyor. Benim futbol felsefeme göre forma isimlere ve geçmiş başarılara göre değil, mevcut performanslara göre adil bir şekilde dağıtılmalı. Belçika'yı yenemeyip play-off larda sürünmek istiyorsak o tercihe de saygı duyarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder