21 Eylül 2012 Cuma

Fenerbahçe 2 Marsilya 2 / Söz Savunmanın!

Kendi evimiz ve taraftarımız önünde vites arttırdığımızdan bahsediyordu Aykut Kocaman maçtan önce basın toplantısında. Ben iç sahada bu yıl hiç başlar başlamaz baskı yapan Fenerbahçe görmedim henüz. MİY ilk pozisyonda golü, Marsilya daha 1. dakikada direği buldu. Ya Aykut Hoca, baskı olayını yanlış anlıyor ya da takım verilen taktiği uygulayamıyor. Her halükarda ortada bir sorun var. Dün akşamki oyunda, geçen sezonun deplasman maçlarının gol bulunan kısımlarından sonraki oyunla, bu yıl hiçbir maçta ezici oynamayan diğer oyun harmanlanmış bir haldeydi. Buna rağmen Fenerbahçe önce Caner, ardından ikinci yarının hemen başında Alex ile 2-0 öne geçti. Kendi seyircisi önünde, son 5 maçında 1 gol yiyen Marsilya'ya 60 dakikada 2 gol atan Fenerbahçe, burada durdu ya da durduruldu. Fenerbahçe'nin ritm bulmuş, gol bulmuş, moral bulmuş halini yani kendi sahasında vites arttıran halini gözlemlemek isteyen Aykut Kocaman, ibre 200'ü bulmuşken el frenini çekti ve 90+4'te takla attık. 

Fenerbahçe Zico'nun bir dönem Avrupa Ligi bir dönem Şampiyonlar ligi haricinde doğru düzgün defans yapamadı. Bundan sonra bu mantelite ile yapacağınıda sanmıyorum. Defansif oyundan anladığımız 10 kişinin kale önüne yığılması ve topun kontrolünü rakip takıma bırakmak ise baştan yanlış bir hamle yaptığımızı kabullenelim. Topu kaptırdıktan sonra hızla 2-3 kişi ile pres yapan Barcelona, defansında sadece 2 oyuncu bulunduruyor. Ütopik Barça modelini bir kenara bırakırsak 2-0'dan sonra topu ileri taşıyacak ya da topu ileride tutucak iki adamını arka arkaya çıkarıyorsan zaten defansif futbolu oynayamıyacağını belli ediyorsun. Safi uzun boylu oyuncular, defansif orta sahalar, ileri top taşımayan kanatlar ile defansı, artık Türkiye Ligin'de bile yapamazsın. Kendi evinde 2-0 öne geçtikten sonra yüklenmeye devam etmiyorsan, yaratıcı oyuncuları kenara alıyorsan dün akşam 90+4'de gol yemeyip maçın kazansan bile, bu taktikle uzun vadade başarılı olmana imkan yok. 2-0'dan sonra hücuma devam edip şu maçı 2-2 bitirsek bu kadar acı verici olmazdı. Defanstan top çıkaramayıp, 70 metre insansız bölgeye uzun top yapan ve son topa müdahale etse dahi ters vuruşla kaleye sokucak olan Bekir sahada, Alex kenarda ise yanlış giden tonla olay vardır. Defansif oyunu ile ünlenen Marsilya'ya 60 dakikada 2 gol atıcak hücum gücüne sahibiz ama geriye yaslanarak defans yapmaya devam edersek Elazığ'dan dahi gol yemeye devam ederiz. Geriye geriye en geriye, kale önüne 8 kişi dizilmekle kale savunulmaz. Teknik heyet ve futbolcular hem 1. gol hem 2. golde rakip takımdan daha fazla olmalarına rağmen neden gol yediklerini bir düşünsünler. 2-0 kendi sahamızda öne geçtiğimiz bir maçta dahi rahat olamıyorsak sorun çok ama çok ciddidir. Bu takımın hem pres gücü hem defansif anlayışı birbirine paralel olarak dizayn edilmeli. Geriye yaslanarak şampiyon olan bir tek Yunanistan var, ona da kendi taraftarı dahi sövmeyen yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder