8 Ekim 2011 Cumartesi

Türkiye 1 Almanya 3

Maç öncesi muhabbet yine Mesut üzerine yoğunlaşmıştı. İlk 18'e Klose ile birlikte alınmadığını öğrendiğimizde nihayet maça odaklanabildik. Hiddink'in, Almanya karşısında kendini dev aynasında gören gazetecilere yaptığı uyarıları kendisi de pek dikkate almamış olucak ki, orta alanda Sabri tercihini bu bakış açısıyla ancak açıklayabilirim. Sakatlıktan çıkan Servet ve Hamit doğru düzgün 90 dakika forma giymeden ilk 11'de yer alırken bir diğer sakatlıktan çıkan isim olan Gökhan Gönül ise sadece 90 dakika forma giymişti bu maç öncesinde. Tüm bunlar herhangi bir rakiple oynarken yeterince soru işareti olarak  önümüzde dururken maç öncesi milli marşlar söylenirken rakibimizin Almanya olduğunun farkına nihayet varabildik. Deplasmanda yapılmak istenen ancak Aurelio saktlandığı için 90 dakika sürdürülemeyen sistem bu maç yeniden sahadaydı. Aurelio defansın arasına gömülecek ve top yapma özelliği sıfıra yakın olan iki isim Servet ve Egemen'den topu alıp orta alan ile bağlantıyı sağlayacaktı. Bu sistem ilk maçtaki gibi kısa bir süre etkili oldu hatta 5. dakikada Hamit ile bir pozisyonu harcadık ardından Selçuk ile müsait bir pozisyonda yine golü kaçırdık. Her iki pozisyon gol olsa dahi maçın sonunun Almanya lehine olacağı  aşikardı. Almanya kendi seyircisi önünde oynuyormuş gibi rahatça topla hareket ediyor ve pozisyona girebiliyordu. Nitekim maaile hücuma gidilen bir pozisyonda, Neuer topu eliyle oyuna soktu ve orta alandan top hızlıca Gomez'e aktarıldı, Servet'i müsait yerde araçtan indiren Gomez sol ayakla ağları çok rahat bir şekilde buldu ve bu golde toplamda 3 kişinin hamlesi vardı. 

İkinci yarı öncesinde milli takımda oyuncu değişikliği vardı. Sahanın en iyi ismi Sabri sahadaki yerini korurken Selçuk İnan kenara alınıp yerine sağ kanata Gökhan Töre oyuna dahil edildi. İkinci yarı Almanya'nın daha rahat bizim kale önünde gözüktüğü anlarda ve bu dakikalarda defans ile ofans arasındaki aralık gittikçe açılıyordu. Nihayetinde sol kanattan getirilen topu boş kaleye plase yaparcasına rahat ve düzgün bir vuruşla gol yapan Müller aslında maçın sonucunu ilan eden isimdi. Ayda yılda bir gittiğimiz bir pozisyonda Gökhan'ın ortasını arka direkte ilk kez hücuma kalkan Hakan Balta gol yapınca, eve gitme derdine düşmüş seyirci biraz hareketlense de gerisi gelmeyince herkes metroya yetişelim, trafiğe takılmayalım derdine düşüp stadı terk etmeye başladı. Son olarak penaltı ile Almanya maçın sonucunu ilan edince maç bitti ve Belçika'nın 4-1'lik galibiyeti ile grupta 3. sıraya geriledik. Son maçımızda biz evimizde Azerbaycan ile oynarken, ikincilik için çekiştiğimiz Belçika ise Almanya deplasmanında olucak. Bizim galip gelmemiz halinde Belçika'nın gruptan çıkabilmesi için Almanya'yı yenmesi şart. Almanya'nın, Belçika'ya yenileceğine dair inancım bizim uzaya çıkmamız ile aynı değere sahipken, evimizde Azerbaycan'ı yeneceğimizde dair inancım da Sabri'nin Barcelona'nın değişmez elemanı olması ile aynı seviyede. Salı günü yine ahlar ve vahlar ile izleyeceğiniz, 10 yıldır yeniden yapılanan ve her yenilgiye bahane bulan milli takımımızın play-off'lara kalması dileğiyle. Play-off larda içimizdeki İrlandalılar ile tanışma fırsatını da yakalamıış oluruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder