2 Ekim 2010 Cumartesi

Fenerbahçe 3 Gençlerbirliği 0

Fenerbahçe geçen hafta 6 gollü bir galibiyet almış ancak defanstaki hatalar can sıkmıştı. Gençlerbirliği karşısına bu bölgeye neşter vurularak başladı Aykut Hoca.  Santos'u kulübeye, Bilica'yı ise Baroni ile kadro dışına yolladı ki geç bile kalınmış bir hamleydi bence. Yobo'nun defansa yerleşmesi ile takım orta alanında yardımıyla daha derli toplu bir hale geldi. Gençlerbirliği'de lige kötü başlayan ve sakatlıklarla boğuşan bir durumda idi ve maçın genelinde sertlikten başka hatırlanıcak olumlu bir hareketleri yok. Maça iyi başlayan Fenerbahçe Alex'in direkten dönen ve Mehmet Topuz'un kaleciden dönen şutları ile yaklaştıgı kaleye Santos'un yerine ilk 11 başlayan ve bugün olumlu bir performans ortaya koyan Caner'in mükemmel ortasına Niang'ın vurduğu kafayla topu ağlarla buluşturdu. Hemen ardından bu sefer bizim hiç alışık olmadığımız şekilde Niang topu aldı, rakibinin belini kırdı ve vurduğu top Gençlerbirliği defansına da çarparak gol olunca maçta erkenden koptu. 


İlk yarı skor avantajını yakalayan Fenerbahçe ikinci yarıda sertliğini sürdüren Gençlerbirliğ'inin 10 kişi kalması ile iyice rahatladı ve muhteşem bir organizasyon ile forvetin başlattığı atakta topu kontrol eden sağ bek müsait durumdaki sol beke topu aktararak 3. golü attıki son zamanlarda görmediğimiz kadar organize bir goldü. Defansta Lugano ve Yobo uyumu takımın oyununu bir adım yukarı taşırken buğün orta sahada Selçuk ve Emre mükemmele yakın bir performans ortaya koydular ki her ikiside çok sert faullere maruz kaldı ve Selçuk oyunu terk etmek zorunda kalırken Emre burnuna aldığı darbe sonrası kısa bir kanama geçirdi. Dia ve Alex geçen haftaki performasnlarından uzak olmalarına rağmen iyiydiler ve sol bek Caner ve sağ açık ve oyunun kalan kısmında orta saha oynayan Mehmet Topuz'da geçmiş maçlara oranla iyiydi. Kazım uzun bir aradan sonra ''bu forma kutsaldır nasip olmaz herkese'' sözünü kendine şiar edinmiş bir biçimde formasını 3 kez  öptükten  sonra oyuna dahil oldu. Santos'ta oyuna girdikten sonra sol açık pozisyonunda görev aldı ve Gökhan'ın pası ile maçı bitiren gole damgasını vurdu. Gökay'ın oyuna girmesi Okan'ın ardından olumlu bir gelişmeydi ve Aykut Kocaman olmasa bu hamleleri göremeyeceğimizi hepimiz gayet iyi biliyoruz. Hem bu maçta hemde Fenerbahçe'ye geldiğinden beri mükemmel oynayan Niang'a bir parantez açmak lazım çünkü taraftar bazen Niang'ın bizim forvetimiz olduğunu idrak etmekte zorlanıyor. Bugün kafayla golünü attı ,rakibi geçip 2. golü yarattı, forvet oyuncusunun yapması gereken herşeyi sahada yaptıki gerçekten sevinmemek elde değil. Kendisini takıma kazandıranlara şükranlarımızı sunmak lazım çünkü son zamanlarda bu takımda gördüğüm en etkili forvet ki aman nazar değmesin. Fenerbahçe lige verilen arada sakatlarının takıma katılmasını bekliyecektir umarız ki milli takımlardan dönenlerde de bir sorun olmaz ve deplasmanda alınacak bir Konyaspor galibiyetinin ardından derbide evimizde Galatasaray'ı yenip lige iyice ağırlığımızı koyarız. Takımın Kasımpaşa ve Gençlerbirliği gibi fazlaca oyuna ağırlığını koyamayan takımlara karşı aldığı galibiyetler elbette ayaklarımızı yerden kesmesin çünkü takımda hala bazı organizasyon bozuklukları ve form durumu yerlerde sürünen oyuncuları var. Sevinmemiz gereken noktalar, oyunculara kimsenin vazgeçilmez olmadığının hatırlatılması ve alınan galibiyetlerle morallenip lige yeniden ağırlığımızı koymamız ve en önemlisi Aykut Hocanın kafaca rahatlaması. Gençlerbirliği sakatlıklar nedeni ile kadro kurmakta zorlanıyor belki ama Thomas Doll'ün elinde çokta iyi bir kadro olduğunuda söyleyemeyiz. Maç boyunca ortaya koyabildikleri tek oyun hamlesi sertlikti ve bu silahta dönüp onları vurdu ve sahadan mağlubiyet ile ayrıldılar, diğer maçlarını seyretmediğim için kesin bir yargıdan kaçınayım ama fazlaca düz bir takım görüntüsü verdiler bu maç itibariyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder