Hikmet Karaman'ı genel olarak sevmem ve fazlasıyla Fatih Terim kopyası olarak görürüm. Gezgin halinde Anadolu'yu gezmesi ve biraz onun birazda kuluplerin sık sık değişiklik yaşama isteği ile takım değistirmesini hep eleştirmişimdir. Aklımda kalan Hikmet Karaman figürü Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligin'de Arsenal ile Kadıköy'de oynayacağı maç öncesinde Arsene Wenger ile uzun uzadıya konuşması aslında daha çok Hikmet Hoca'nın konuşup Wenger'in dinlemesidir. Neyse konumuz bu değil Hikmet Karaman ve Ankaragücü. Sene başında Vassel transferi ve kulübün yüzüncü yılı münasebetleri ile heyecanlı giren Ankaragücü daha sonra yaşadığı Ankaraspor-Ankaragücü birleşmesi ya da birleşememesi ve Ankaraspor'un ligden düşürülmesi sonrası 45 oyuncu ile yola devam etmesi 2 otobüs ile idmana gitmesi neticesinde gündemden düşmüyor. Hafta sonu 2-2 biten Kasımpaşa mücadelesinin ardından bu sezon asist konusunda daha fazla yaratıcı olan hatta bu performansı neticesinde Milli Takıma dahil çağrılan Ceyhun Eriş kadro dışı bırakıldı. Hikmet Karaman'ın görevinede son verilmesinin düşünüldüğü ancak sözleşmesindeki ağır maddeler nedeniyle bu konuda adım atılamadı söyleniyor. Haberler iddaa durumunda henüz ama gerçeklik payı var ise Türkiye'de yerli hocalar açısından bir devrim yaşandığını söyleyebiliriz.
Ligimizde yer alan özellikle yerli hocaların haklarının yenildiği 2 nokta var. Birincisi kendisini Capello sanan kulüp başkanları tarafından sürekli oynattıkları futbol nedeni ile eleştirilip takıma müdahale etmeleri ve hocalara kendi felsefelerini takıma yansıtmaları için süre vermemeleri, bir diğeri ise kovmak istedikleri yerli hocalara sürekli alacaklarını ödemeden yol vermeleri. Sen bizim çoçuğumuzsun söyleminden haraketle sürekli teknik direktörlerin alacaklarından feragat etmelerini istemeleri. Yabancı hocalar ne zaman takımdan kovulsalar sözleşmeleri gereği çatır çatır paralarını alırken yerli hocaların her zaman aynı durumla karşı karşıya kalmaları. Yabancı hocalar Del Bosque ve Aragones özelinde olduğu gibi kulüpten parayı alamazlarsa dava açmaktan çekinmeden Fifa'ya başvurabiliyorlar. Ankaragücü kulübüde hocayı tazminatını vermeden kovarlarsa Fifa'nın kendilerine transfer yasağı getirmesinden korkuyorlar. Ankaragücü yönetiminin umudu hocayla orta yolu bulup bu tazminattan kurtulmak aksi takdirde hocayla sözleşmesinin bitimine kadar devam etmek. Diğer yerli hocalarımızda Hikmet Karaman ile acil irtibata geçip Ankaragücü ile yapmış olduğu sözleşmeyi hazırlayan avukatı ya da bu işe bilen birilerini takımlara imza atarken yanlarında bulundurup sağlam sözleşmelerle kendilerini garantiye almaları. Yoksa ligde yerli hoca kıyımı asla son bulmayacağı gibi bu hocalarıda o şehirden bu şehire seyyahlar gibi gezerken görmeye devam ederiz.cHikmet Karaman asla kuluple anlaşma yoluna gidip alacaklarından ve sözleşmesindeki maddelerden vazgeçmemeli ve Hikmet Karaman -Ankaragücü olayı bir milat olarak Türk futbolunda yer almalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder