Deplasman maçlarının ardından yazdığım yazılar birbirinin kopyası olmaya devam ediyor. Rakibin adını ve maçın skorunu değiştirip maçla ilgili bir fotoğraf koyup bir önceki deplasman maçında yaşananları aynen kopyala yapıştır yapsam inanın kimse anlamaz. Ruhsuzluk, mücadelesizlik, skoru kabullenme neredeyse takımın ana karakteri kıvamına geldi. Daha öncede Fenerbahçe'nin kötü oynadığı maçlar izledik, takıma ya da hocaya kızdığımız anlar oldu, şu maçı kaybetmekte çok mesele değil. Asıl sorun takımın ruh gibi sahada gezinmesi. 1-2 oyuncu haricinde isyan eden, reaksiyon gösteren kimse yok. Maç başlıyor, diziliş belli, herkes rakip biraz topla oynasın havasında en sonunda bir şekilde gol buluyor rakip takım bizimkilerin aklı başına geliyor karşı kaleye gitmek için. Bir deplasman maçına ön alanda presle başlasak, erkenden gol bulsak, geriye çekilmeyip skoru arttırma yollarını arasak günaha mı gireriz?
Maçtan birgün önce sezon başından beri yaşadığın sıkıntıların sorumlusu olan dava süreci sonucu başkanın tüm iddaları çürütmesine rağmen haksız durumda içeride kalmış, sırf bu yüzden biraz direnç gösterir bir takım. İçeride boşu boşuna yatan insanlar için biraz mücadele gösterir, isyan eder. Ligin en kötü takımlarından biri olan son haftaların en formsuz takımı olan Eskişehirspor'dan iki gol yiyiyorsun, zorla uzaktan vurduğun bir şutla ancak golü bulabilmişsin, hakem inceden seni doğruyor ama senin yaptığın tek hareket hakeme hassssiktir çekip kırmızı kart görmek, olmayan takım direncini iyice dibe vurdurmak. Sol bekte Ziegler'in ve sağ açıkta Mehmet'in formu yerlerde sürünüyor, Serdar'ın formsuzluğundan formayı kapan Bekir onu bile aratıyor, Stoch sakatlığın izlerini atamamış, orta alanda yaratıcılık ve mücadele yok ve topla oynamak isteyen Alex, futbol katili Hürriyet ve hakem Halis Özkahya'nın kıskacında yerden kalkamıyor maç boyu. İçeride Gençlerbirliği maçı Sivas maçının bir kopyası olucak, takım gol yiyecek ve zar zor taraftarın desteği ile maçı alıcak belkide artık onu bile yapıcak güçleri yok. Şu oynanan futbol başka bir sezonda olsa inanın tepkiler çok sert olurdu ama taraftar yaşananların saha dışında olduğunun farkında olduğu için saha içini kötü futboluna rağmen destekliyor, stadı dolduruyor ve takıma her yerde sahip çıkmaya çalışıyor ama bu ruhsuz takımı sahada izleyip, bir büyük içen bana da yazık. Halil Sezai gibi uzun bir isyaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaan çekmeye de gerek yok, isyaaaan desen alıp yürüyüceksin zaten ama o umudu da öldürmeye başladın.